Ve ideal anlamında siyaset, daha iyi bir yaşama ve daha iyi bir topluma erişmek için ilişkiler ağımızı sürekli irdelememizdir. | TED | و السياسة في التفكير المثالي، هي الطريقة التي نوجه كلامنا بشكل مستمر لشبكة من العلاقات لتحقيق حياة أفضل و مجتمع أفضل |
Cinselleştirilmiş görüntülerin yerine veya bunlara ek olarak şiddet içerikli medya akışına sürekli maruz kalmak sorunlarımıza yol açıyor olabilir. | TED | ويمكن أن يكون التعرض إلى دفق مستمر من وسائل الإعلام العنيفة بدلًا من أو بالإضافة إلى الصور الإباحية المسبب لمشاكلنا. |
Fransa'daki seferleri ve İskoçya'ya vahşi istilası hazineyi tüketti, paranın değerini düşürerek ödeme girişimleri devamlı enflasyona neden oldu. | TED | حملته في فرنسا وغزوه الوحشي لإسكتلندا استنفذ خزينة الدولة، ومحاولته لتمويلها عن طريق تقليل العملة أدى إلى تضخم مستمر. |
Yıllık maaşının yüzde 10'unu alırım. Aylık olarak düzenli ve süresiz bir şekilde. | Open Subtitles | عشرة بالمئة من راتبك كل عام، تدفع شهريًا بشكل مستمر لأجل غير مسمى. |
Gelecek şimdi yarattığımız ve inşa ettiğimiz şeyden devam ediyor. | TED | المستقبل لا يزال مستمر بفضل الذي نبنيه و ننشئه الآن |
Sığır fiyatları düşmeye devam ediyor ve kış hiç bitmeyecekmiş gibi sürüyor. | Open Subtitles | . سعر الماشية مستمر فى الهبوط . ويبدو أن الشتاء لن ينتهى |
Bir dile sonradan vardığınızda, orada daimi bir hayal kırıklığı yaşarsınız. | TED | عندما تكون حديث عهد بلغة ما, ما يحصل هو أنك تعيش هناك ويلازمك شعور مستمر ودائم بالاحباط. |
Bir erkeğin sürekli olarak ortaya koyabileceği tüm gücü hayal edin... | Open Subtitles | تخيل كم من المجهود الذي يجب ان يعملة الولد بشكل مستمر. |
Elbette Kapta Blue'ya sürekli maruz kalmak kalıcı hasarlara neden oluyor. | Open Subtitles | بالطبع, بتعريض مستمر لـ كابتا بلو يمكن أن يؤدي لضرر دائم |
Vücutlarımız, aramızdan hiç ışık sızmayacak şekilde sürekli bir temas içinde olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون جسدنا على إتصال مستمر بدون أي شعاع ضوء بيننا |
Demek istediğin sürekli olarak evine gittiği zamanları kaçırıyor muyum? | Open Subtitles | لذا تقول بأنك وبشكل مستمر تفقدها عندما تذهب الى المنزل؟ |
Bunun için sahip olduğunuz savunma çok daha güçlüdür, çok daha adapte olunabilirdir devamlı en son versiyonunu çalıştırır. | TED | ما هو متوفر لك كوسيلة دفاع هو أكثر قوة، أكثر قدرة على التكيُّف، ويمكنه تحديثه بشكل مستمر لآخر الإصدارات. |
Çalışacağın Komuta subayının... sana devamlı... yaşadığın şahsi trajediyi hatırlatacak olmasını düşünüyorum. | Open Subtitles | للعَمَل مَع قائد الذي يُذكّرُك بشكل مستمر . . المأساة الشخصية الفظيعة. |
Matematik modeller ortak bir stratejiyi saniyede 50 defa devamlı tekrar planlamak için kullanılır. | TED | وتستخدم النماذج الرياضية بشكل مستمر لإعادة التخطيط لاستراتيجية تعاونية 50 مرة في الثانية الواحدة. |
Bu tür çalışmalar bilimadamları tarafından düzenli olarak yayınlanıyor ve bu yayınlar çok güzel. Geniş popülasyonları analiz ediyorlar. | TED | وتلك الأنواع من البحوث تنشر بشكلٍ مستمر عن طريق الباحثين وهي مفيدة. إنها تقوم على تحليل عددٍ كبيرٍ من الناس. |
Ve elbette, öğrenmenin sürekli bir parçası olduğu, düzenli bir yaşam anahtardır. | TED | وبطبيعة الحال ، حياة منظّمة بشكل جيد حيث التعلم هو جزء مستمر منها ، هو مفتاح الحل. |
Bazıları bu kuralı aşabiliyormuş gibi görünebilir ama gerçekte harici bir kaynaktan aldıkları enerji ile çalışmaya devam etmektedir. | TED | هناك البعض الذي يبدو وكأنه مستمر بالعمل، ولكن في الواقع دائمًا ما يتضح أنه يسحب الطاقة من مصدر خارجي. |
Kurumlardaki ve bir çok kurumsal markadaki güvenin nasıl hızla azaldığı ve azalmaya devam ettiği çok konuşulan bir konu. | TED | وتم الحديث بشكل واسع حول كيف أن الثقة في المؤسسات والعلامات التجارية المتعددة قد تراجعت ولا تزالُ كذلك بشكلٍ مستمر. |
Sığır fiyatları düşmeye devam ediyor ve kış hiç bitmeyecekmiş gibi sürüyor. | Open Subtitles | . سعر الماشية مستمر فى الهبوط . ويبدو أن الشتاء لن ينتهى |
Karşılığında daimi ve güvenilir sperm temin eder. | Open Subtitles | بالمقابل, تحصل هي على مصدر مستمر وموثوق به من النُطف |
olacak adam görünüşte bir şey yapmak tutmak için gidiyor onun boktan kariyerine. | Open Subtitles | الرجل الذى على ما يبدو سيفعل اى شئ للحفاظ على مستقبله المهنى مستمر. |
Ama fakültenin yunan bölümü öğretmeni bir arkadaşım hala devam ettiğini söylüyor. | Open Subtitles | ولكن صديقي هو مستشار في هيئة التدريس وهو يقول أن الأمر مستمر |
Fildişi kulede yaşamaya çalışıyorum ama bir bok dalgası sürekli kulenin duvarlarına çarpıp duruyor. | Open Subtitles | أنا أحاول أن أعيش في برج عاجي لكن مياه المد و الجزر تضرب الحوائط بشكل مستمر |
Ve sık sık, bitmek bilmeyen masturbasyonlar ve bereketli erotik düşlerle çakışır. | Open Subtitles | كانت تتزامن بشكل مستمر مع استمنائه الدائم وخيالاته الجنسية الوافرة |
Öyleyse neden bir tasdikli planınız olmadan hâlâ inşaata devam ediyorsunuz? | Open Subtitles | اذا لما ما زلت مستمر بالبناء من دون خطط معتمدة ؟ |
Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı. | TED | كنت ذات مرة في الحديقة مع أطفالي، بدأ هاتفي في الرنين بشكل مستمر. |