"مستهتر" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorumsuzca
        
    • playboy
        
    • çapkın
        
    • sorumsuz
        
    • Sorumsuzun
        
    • Zampara
        
    • düşüncesiz
        
    • rahat biri
        
    Empire'ı borsaya açmanın sorumsuzca olduğunu söyledi. Open Subtitles تقول أنه عمل مستهتر أن تُعطى مؤسسة الإمبراطورية مقعد في مجلس بورصة نيويورك
    sorumsuzca olabilir ama seni affediyorum. Open Subtitles استمع لقد كان فعل مستهتر لكنِّي أغفر لك
    Richard Cranwell, Bear Sterns'in büyük ortağıydı hayırsever bir playboy'du. Open Subtitles ريتشارد كرانويل، شريك بارز في بير ستيرنز... ... محسن، مستهتر.
    Uzay Prensesi Alexa'nın resminin olduğu eski playboy dergisini hâlâ saklarım. Open Subtitles أنا حتى عِنْدي ذلك القديمِ مستهتر عندما باعدْ الأميرةَ أليكسا عَمِلتْ ذلك الإنتشارِ. الواحد على صخورِ الحممَ.
    gizli kimlik olarak zengin iş adamı Ya da uluslararası çapkın kimliğini çılgın hırsıza tercih ederim, fakat iş bunu gerektirirse, ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsınız. Open Subtitles عندما أتنكر بشخصية أفضّل أن أكون رجل أعمال غني أو مستهتر دولي على أن أكون لصّ مجنون
    O sorumsuz ve gerçeklerle ilgilenmiyor bile. Open Subtitles وهو مستهتر ولا يقدر قيمتك
    Sorumsuzun tekiyim sadece. Open Subtitles أنا إنسان مستهتر
    Zampara olabilirim, ama sapık değilim. Open Subtitles أنا قد أكون مستهتر لكن ليس منحرف
    Tanıdığım en bencil, düşüncesiz adamsın. Open Subtitles أنت أكثر رجل مستهتر وأناني قابلته في حياتي
    Bunları söylemek çok sorumsuzca olur. Open Subtitles قول هذه الأشياء سيكون عمل مستهتر جداً
    Bu çok... sorumsuzca. Open Subtitles هذا تصرف مستهتر جدا
    Bu hiç adil değil ve çok sorumsuzca. Open Subtitles هذا فعل مستهتر و ظالم
    Hayır, bu sorumsuzca ve tehlikeli bir şey. Open Subtitles لا ، لا ، هذا ... هذا مستهتر و خطير.
    Yani baksana, yakışıklı playboy Caleb Crawdad çıktı bana da. Open Subtitles أعني يتوجب علي ان امثل كايلب كراوداد مستهتر وسيم
    Evet ama playboy evi tarzı çılgınlık istemiştim, Bates Motel* tarzı değil. Open Subtitles أجل قصر مستهتر مجنون , لايضاهي فندق مجنون
    Tüm bu mantıksız playboy hayatının ötesinde âşıktı. Open Subtitles وكانت في الحب على هذا الهراء مستهتر الحياة.
    Şanslı Bayan Rosalie. Tabi biraz çapkın diyorlar. Open Subtitles الآنسة (روزلي) محظوظة، بالطبع يقولون أنه مستهتر.
    Bana gel, çapkın. Open Subtitles l حَصلَ عليك، مستهتر.
    sorumsuz. Open Subtitles يا لك من مستهتر.
    - Bu kadar sorumsuz olma. Open Subtitles -فينس)، لا تكن مستهتر)
    Sorumsuzun teki o! Open Subtitles إنّه مستهتر!
    Sorumsuzun teki! Open Subtitles إنّه مستهتر!
    (Alkış) Onca şey arasında bir bakireye aşık olan, düşünceli, gelişmiş ve yalnızca ara sıra üstsüz bir Zampara. TED (تصفيق) ولد مستهتر كئيب الذي يقعُ من أجل، ومن بين كل شيء، عذراء وعاري الصدر في معظم المناسبات.
    Bunu dedin ya, bundan sonra senin gibi düşüncesiz, pasaklı, tembel çoklu görevden anlayışı duşta işemek olan biriyle pikniğe gitmek yok. Open Subtitles مع قول ذلك ، ليس بالسهل العيش مع شخص ساذج مستهتر وكسول جدّا لدرجة أنه يعتقد أن تعدّد المهام في نظره
    Cesur ve rahat biri. Neden olmasın? Open Subtitles إنه جريء و مستهتر ، لذا ، لمَ لا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more