"مستوى المعيشة" - Translation from Arabic to Turkish

    • hayat
        
    • yaşam
        
    • standartlarını iki
        
    Dünkü konuşmaların çoğu hayat standartlarını yükseltme ve sefaleti azaltmadan bahsetti. Ve küresel olarak hayat standardını yükseltmekten. TED تناولت بعض المحادثات بالأمس موضوع تحسين مستوى المعيشة وتقليل الفقر مما يعني بالضرورة زيادة معدل الأعمار حول العالم.
    Ama ben bugün size ekonomik büyümenin dünya üzerindeki milyonlarca insanın hayat standartlarındaki değişmelerin bel kemiği olduğunu söylemek için buradayım. TED ولكنني هنا اليوم لأُخبركم بأن النمو الإقتصادي كان العمود الفقري للتغييرات على مستوى المعيشة للملايين من الناس في جميع أنحاء العالم.
    Mutlulukla ve insanların başarıları ile hayat standartlarındaki iyileşmeleri ölçmek için kullanılan diğer ölçülerle ilgili epey bir çalışma yapılıyor. TED يوجد الكثير من العمل بخصوص السعادة وغيرها من المقاييس المستخدمة لقياس مدى نجاح الأشخاص والتحسينات على مستوى المعيشة.
    İki kuşak önce, Kore, bu günkü Afganistan'ın yaşam şartlarına sahipti. Ve eğitimde performansı en düşük olanlardan biriydi. TED قبل جيلين كان مستوى المعيشة في كوريا كمستوى المعيشة في أفغانستان اليوم، كان نظامها التعليمي من بينالأنظمة الأقل كفاءة.
    Suudi Arabistan bir çok insanın çabalarını engelleyerek insanların yaşam standartlarını yükseltti. TED رَفَعتْ السعودية مستوى المعيشة بينما قامت بإحباط العديد من المساعي الإنسانية الأخرى.
    Verimlilik yılda yüzde üç artınca, her jenerasyonda hayat standartlarını iki katına çıkarıyorsunuz. TED عندما تنمو الإنتاجية بمعدل 3% سنوياً، فإنكم تضاعفون مستوى المعيشة لكل جيل.
    Acaba neden fikir alışverişi hayat standartını yükseltir? TED ولماذا يسبب التبادل إرتفاع مستوى المعيشة ؟
    Bununla yeni spor kompleksi şehir merkezinde yeni bir kanal yapıp sahne sanatları merkezi tamiri ve şehir merkezinde yeni basebol stadyumu gibi hayat kalitesini artıracak birçok şey yaptı. TED لقد تم بناء بأموال الضرائب حلبة رياضية جديدة، قناة جديدة في وسط المدينة، لقد تم إصلاح مركز الفنون المسرحية، ملعب كرة مضرب جديد في وسط المدينة، العديد من الأشياء لتحسين مستوى المعيشة.
    İnsanların hayat standartlarına nelerin iyileştirme getireceği ve dünya üzerindeki yoksulluğu düşürmeye devam etmeyi nelerin sağlayacağıyla ilgili fikirlere açık olmalıyız. TED كما اعتقد بأنه ينبغي أن نكون منفتحين على ما يُمكن أن يُساهم في التحسينات على مستوى المعيشة ويُساهم في تخفيض الفقر حول العالم.
    Alan uzmanları ve astrofizikçiler arasındaki bu iş birliği insanların hayat kalitesini iyileştirmesine yardımcı olmak için dönüşümsel çözümler yarattı. TED وقد خلق هذا التعاون بين خبراء المجال وعلماء الفيزياء الفلكية حلولًا تحويلية للمساعدة على تحسين جودة مستوى المعيشة للناس.
    Fakat, şundan eminim, çünkü insanların oluşturduğu bağlantılar fikirlerin bir araya gelmesi ve çiftleşmesi hiç daha önce olmadığı kadar emin olmamı sağlıyor ki teknoloji ilerleyecek ve böylece hayat standartlarımız gelişecek. TED لكننى أيضاً متأكد , بسبب تواصل الناس معاً , وقدرة الأفكار على التقابل والإقتراب لدرجة الصداقة كما لم يحدث من قبل . أنا متأكد أن تلك التكنولوجيا سوف تتقدم , وتبعاً لذلك مستوى المعيشة سوف يتقدم .
    Bizdeki hayat kalitesi de hiçbir yerde yok. Open Subtitles و مستوى المعيشة لا مثيل له
    Hizmet sektöründe yüksek maaşlı maharet gerektiren işlerin yerine düşük maaşlı işler geldi, ve yaşam standartları düşmeye başladı. Open Subtitles حلت الوظائف متدنية الأجور محل الوظائف المهارية مرتفعة الأجور في مجال تقديم الخدمات وترتب على ذلك انخفاض مستوى المعيشة
    yaşam kalitesini artırabilen yumuşak robotik cihazlara olanak tanıyacak. TED إنّها بدايةٌ لإنشاء أجهزةٍ روبوتّية ليّنة تستطيعُ تحسينَ مستوى المعيشة.
    yaşam standartlarının, üretimden daha hızlı yükseldiği, saat başına randımandan daha hızlı yükseldiği herkesçe bilinen bir gerçek eğer kişi başına düşen çalışma saati artarsa tabi. TED البديهي أن مستوى المعيشة الخاص بك يرتفع أسرع من الإنتاجية, ويرتفع أسرع من الناتج لكل ساعة, إذا زادت الساعات للشخص الواحد.
    2015'de çalışan ortalama bir işçi 1915'deki ortalama yaşam standardına ulaşmak isterse, bunu, yılın sadece 17 haftasında, yani üçte biri daha az çalışarak yapabilir. TED يمكن للعامل العادي في عام 2015 الذي يرغب في تحقيق متوسط مستوى المعيشة في عام 1915 القيام بذلك عن طريق العمل لمدة 17 أسبوعا في السنة، ثُلُث الوقت.
    Bu yetenekler sıtma ve orak hücreli anemiden en çok etkilenen bölgelerde yaygınlaştıkça bu adaptasyon sayesinde daha fazla hastanın yaşam kalitesini artırabiliriz. TED وذلك لأنّ هذه الأدوات أصبحت متاحة في المناطق الأكثر تعرّضًا للملاريا ومرض فقر الدمّ المنجليّ، أصبح بإمكاننا تحسين مستوى المعيشة للكثير من المرضى الذين يعانون من هذا التكيّف المؤذي.
    Yılda yüzde bir oranında artınca, yaşama standartlarını iki katına çıkarmak üç jenerasyon alıyor. TED عندما يكون معدل النمو 1% سنوياً، فإن الأمر يتطلب ثلاثة أجيال لمضاعفة مستوى المعيشة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more