"مسدسي" - Translation from Arabic to Turkish

• silahımı
• silahım
• tabancamı
• silah
• tabancam
• silahı
• Silahıma
• silahımdı
• silahımla
• silahımdan
• Silahımın

Eğer isterseniz, silahımı masanın üstüne koyarım, bu size bağlı.
لو أردت فسأضع مسدسي على الطاولة ، هذا يرجع لكم

Sonra silahımı çektim ve onu göğsünden bir kere vurdum.
ثم أطلقت عليه النار من مسدسي مرة واحدة فى صدره

Param ve silahım güvenli bir biçimde basıp gittik.
، و معي نقودي و مسدسي مازالا آمنين ومن ثم إنطلقنا

silahımı benden zorla aldılar ve bir silahım olmak zorunda.
هم اخذوا مسدسي مني وانا فقط كان يجب على ان امتلك مسدسا

Bu sefer de öyle yapacak olursan tabancamı çıkarıp seni başından vururum.
لو حدث ذلك هذه المرة، سأسحب مسدسي وسأطلق عليكِ النار في رأسكِ

Senin gibi küçük bir kıza... bu silah biraz fazla gelir sanırım.
آآه.. أعتقد أن مسدسي أكبر من أن تتحمله فتاة صغيرة الحجم مثلك

silahımı ateşlemek zorundaydım buna zorunlu hissetim, kendimi o an.
بأن إذا إحتجتُ لإطْلاق رصاص مسدسي للحماية والخدمة تعرفي، يمكنني

silah seslerini duydum. silahımı kaptım ve dışarı çıktım. Yardımı olur diye düşündüm.
سمعت إطلاق النار ، فاحضرت مسدسي ، وهرعت للخارج ظننت اني كنت اساعد

Masum değilse, silahımı sana satarım.
إذا كانت مذنبة، في هذه الحالة، سأبيع لك مسدسي.

silahımı kullanıyorsam, başka şansım olmadığı içindir.
و عندما أستخدم مسدسي يكون هذا بسبب عدم وجود خيار آخر

Ve silahımı hiç kılıfından çıkarmak zorunda kalmadım. Bununla gurur duyuyorum.
و لم اضطر قط لإخراج مسدسي من جرابة و أنا فخور بذلك

Gör bak kim daha hızlı; senin yumruğun mu yoksa benim silahım mı?
ونج فاي هونج , دعنا نرى من الاسرع انت ام مسدسي

Eğer birini vurduysam,eğer silahım bir suçta kullanıldıysa bunu öğrenmem gerekiyor.
لقد أطلقت النار على أحد. إذا استعمل مسدسي بجريمة, فيجب علي أن أعرف.

Bizi hava alanına götür. silahım ve kağıtlarım kimde?
خذنا إلى المطار من أخذ مسدسي وأوراقي الرسمية؟

Hiçbir bokum yok. Fakat bir silahım var.
أنا قطعة من الخراء لكن لا أزال أملك مسدسي.

O'Flynn, git ve ikinci tabancamı getir.
اذهب وأحضر مسدسي الثاني أعلم كم أنت متشوق لتكون بندقيتك معك..

Üstü kapalı tehdit edince, tabancamı yanıma aldım.
استشعرت تهديداً ضمنياً فذهبت ومعي مسدسي.

Beni atlamak olabilir benim silah alıp, dışında nöbetçi öldürmek.
تستطيع الهجوم عليّ ، تأخذ مسدسي ، وتقتل الحارس خارجا.

tabancam üzerimde olmayınca kendimi çıplak gibi hissediyorum.
دون مسدسي أشعر أني عارياً لا يمكن أن أموت بدونه

Buraya boşaltsanız iyi olur yoksa silahı adamın koca kafasına boşaltacağım.
عليكم جميعًا ان تخلوا المكان وإلا سأُفرغ مسدسي بمؤخرة وجهِه السمين

Altın Silahıma karşı senin Walther PPK.
مسدسي الذهبي ضدّ مسدسك الوولتر بي بي كْي.

Bu ilk silahımdı. Senin olsun istiyorum.
كان هذا مسدسي الأول , أريدك أن تحصل عليه

Bir şeyim yok. Bakın, silahımla burnuma bile dokunabiliyorum.
أنا بخير ، أنظري، يمكنني حتى لمس مسدسي بأنفي

Her geçen gün silahımdan çıkan kurşunları izlemekten daha da keyif alıyorum.
أنا أحصل على المزيد و المزيد من المتعة و أنا أراقب الرصاصات تنطلق من مسدسي

Geçen hafta Silahımın çalındığını bildirmiştim.
لقد تمت سرقه منزلي لقد بلّغت عن سرقه مسدسي .الأسبوع الماضي