| Diyelim ki biri kafana silahı dayadı ve seçmek zorunda bıraktı. | Open Subtitles | مثل لو صوب أحدهم مسدسًا إلى رأسك، وكان عليك أن تختار؟ |
| silahı olabileceğinden mi? | Open Subtitles | أنّ لديه مسدسًا ؟ |
| ...Angie MCGuire'ı korkutmak için kimin silahı getirmeni söylediğini sormalıyım ve o lanet silahı nereden buldun? | Open Subtitles | يجب أن أسألك من أخبرك أن تحضر مسدسًا لإخافة (آنجي ماجواير), وأين وجدته بحق الجحيم؟ |
| Her asker gibi, bu omuzlarımda duygusal bir yük taşıyacağım anlamına geliyordu ve söylemekten nefret ediyorum ama belimde bir Silah taşıyacağım anlamına da geliyordu. | TED | وكأي جندي، هذا يعني أن أحمل عبئاً عاطفياً على أكتافي، وأكره قول هذا، لكن مسدسًا على خصري. |
| Ben de onun yastığının altına Silah bıraktım ve karşı koridorda kendime oda tuttum. | Open Subtitles | لذا دسست مسدسًا أسفل وسادتها وحصلت على غرفة في الطرف الآخر من الرواق |
| Çok korktum. Hem artık bir Silahın da var. | Open Subtitles | حسنًا ، أنا مرعوب جدًا الآن لديك مسدسًا |
| - Altı pompalı iki tam teşekküllü tüfek, birkaç tane de tabanca. | Open Subtitles | -ستة بندقيات و إثنان من البواريد القوية و فوق الإثنى عشر مسدسًا |
| silahı var! | Open Subtitles | أنه يحمل مسدسًا |
| - Ortadaki adamın silahı var. | Open Subtitles | الرجل الذي بيننا يملك مسدسًا |
| İçinde tek kurşun olan silahı kim taşır? | Open Subtitles | مَن يحمل مسدسًا برصاصة واحدة؟ |
| silahı kafasına daya. | Open Subtitles | صوبوا مسدسًا إلى رأسه. |
| Diyelim ki biri karşına çıktı ve silahı var. Korkacaksın. | Open Subtitles | -تصوّر عدوًّا أمامك يملك مسدسًا . |
| silahı da yoktu ama. | Open Subtitles | -لم يحمل مسدسًا أيضًا . |
| Seni son gördüğümde kafama Silah dayadın! | Open Subtitles | في آخر مرّة رأيتُكِ وجهت مسدسًا إلى رأسي |
| Dinle bir daha dünyanın sonu geldiğinde bir Silah al. | Open Subtitles | عندما ينتهي العالم في المرة المقبلة احضر مسدسًا |
| Eğer irademi dayatacak türde bir insan olsaydım çoktan kafana bir Silah doğrultmuştum. | Open Subtitles | لو أني شخص يحب السيطرة لكنتُ صوبتُ مسدسًا نحو رأسك |
| - Ve... Silahın yok. Anladım. | Open Subtitles | وبالتأكيد لا أملك مسدسًا - فهمت. |
| - Ve... Silahın yok. Anladım. | Open Subtitles | وبالتأكيد لا أملك مسدسًا - فهمت. |
| Bir tabanca almıştı. | Open Subtitles | لفترة طويلة، خشيت أن تنتحر اشترت مسدسًا |
| Mesele, özgüven. Silahım olursa kendime güvenim gelir. | Open Subtitles | لهذا أملك الثقة، كوني أملك مسدسًا يشعرني بمستوى من الثقة. |