Burayı sevdik ve burada sahne alıp iki şov sergilemek istiyoruz. | Open Subtitles | لقد أعجبنا هذا المكان لذا نود أن نقيم مسرحاً ونؤدي عرضين هنا |
Eyalet lotosu çekişinin kazananı takdim töreni için sahne kuruyorlardı. | Open Subtitles | إنّهم يُجهّزون مسرحاً لعرض جائزة يانصيب الولاية بالحاضرة. |
Bu şehirde iyi bir tiyatro bulsam şaşırabilirdim. | Open Subtitles | المفاجأة ستكون أن أجد مسرحاً جيداً بهذه البلدة |
Suçlarını tiyatro ve kendilerini de kuklacı olarak görüyorlar. | Open Subtitles | يرون أعمالهم الإحتيالية مسرحاً ويعتبرون أنفسهم محركين للدمى |
Dünyayı sahnen hâline getirdin. | Open Subtitles | لقد جعلتَ العالم مسرحاً لك. |
Soförüm seni almaya gittiginde, oranin bir cinayet mahalli oldugunu söyledi. | Open Subtitles | سائقي قال أنه ذهب ليأخذك و المكان كان مسرحاً لجريمة |
Örneğin, burada yöresel bir tiyatromuz var ve Cotton oyunları yazar ve şu küçük filmleri çeker. | Open Subtitles | على سبيل المثال , نحن نمتلك مسرحاً هنا و ( كوتن ) يكتب الأفلام و هو يقوم حالياً بصناعة أفلام قصيرة |
Onun için bana bir sahne verin. | Open Subtitles | لذا اعطوني مسرحاً .. كي يهيج فيه الثور |
Kozmik bir melodram için harika bir sahne olmaz mıydı? | Open Subtitles | أليست مسرحاً رائعاً للملهاه و المآساه؟ |
Yine Hamilton döner sahne kullanmıştı ve çok da başarılı oldu. | Open Subtitles | مجدداً، استخدموا في "هاملتون" مسرحاً دواراً وكان ناجحاً للغاية. |
Boş sahne görüyorum. | Open Subtitles | أنا أرى مسرحاً فارغاً. |
"Tüm dünya bir sahne, dostum!" | Open Subtitles | " العالم كله مسرحاً ، يا أصدقاء " |
Eğer tiyatro açıp yöneteceksem karakter gelişimi üzerine odaklanmalıyım. | Open Subtitles | لو كنتُ سأدير مسرحاً وأخرجه، فإنّ عليّ التركيز على تنمية الشخصيّة. |
Oyunun zevkini kültürün coşkusuyla bağdaştırarak, oyundaki coşkunun konumunu, politik olarak sanat bilgisine sahip olmak ve özgürlük için çimenlerle dolu bir tiyatro ile aynı fiziksel koordinata getirmek istedim. | TED | أريد أن أربط بهجة اللّعبة مع غنى الثّقافة، لتحديد موضع البهجة في اللّعبة بنفس الإحداثيّات البدنيّة لتوصيل المعلومة السياسيّة عن طريق الفن، فيكون مسرحاً للحريّة مفروشاً بالعشب. |
Bir tiyatro kuruyorum. Burada, The Village'da. | Open Subtitles | انا اترأس مسرحاً هنا في القرية |
Bu tiyatro değil. Anlamıyorsun. | Open Subtitles | انا آسف جداً ، هذا ليس مسرحاً |
Coheeries bir tiyatro değil bir kasaba. | Open Subtitles | "كوهيريز" ليس مسرحاً. إنها بلدة. |
Dünyayı sahnen hâline getirdin. | Open Subtitles | لقد جعلتَ العالم مسرحاً لك. |
Bir kolye çalınırsa, tüm hotel bir suç mahalli olur. | Open Subtitles | إذا سُرقت قلادة واحدة المكان كله ...يصبح مسرحاً للجريمة، لذا |
Orası artık suç mahalli değil. | Open Subtitles | لم يعد مسرحاً للجريمة. |
Mesela, bizim yerel bir tiyatromuz var, ve Cotton eser yazıyor, ve şimdi de kısa filmler çekiyor, senaryolara özel efektler yapıyor, kimsenin tahmin edemeyeceği kadar eğlendiriyor. | Open Subtitles | على سبيل المثال , نحن نمتلك مسرحاً هنا و ( كوتن ) يكتب الأفلام و هو يقوم حالياً بصناعة أفلام قصيرة هو يقوم بهذا لوحده و يخلق المؤثرات الخاصة أيضاً |