"مسعى" - Translation from Arabic to Turkish

• çaba
• görev
• macera
• çabaları

Mikroskopik canlılar bize çok yabancı bir ortamda yaşıyorlar. Birkaç santimetrelik suyu aşmanın inanılmaz bir çaba istediği bir ortam.
هذه الكائنات الصغيرة تسكن عالماً غريباً عنا حيث يعتبر الانتقال مسافة بوصة من الماء مسعى مستحيل

Sakinleş, yaratıcı bir çaba gösterirken sürekli bunu derler:
تهدئة. هذا ما دائما يقول خلال أي مسعى الإبداعية:

Yılbaşı temasında bir görev yapmak eğlenceli olur dedim.
ظننت أنه سيكون ممتع أن أضع مسعى بموضوع الأجازات

Nil'den vazgeçtikten sonra size yeni bir macera lazımdı.
الآن بعد أن تخليت عن نهر النيل -أنت بحاجة إلى مسعى جديد

Bir kadının yaşayacağı macera değil.
إنه ليس مسعى للنساء.

BRIAN GREENE: 1930'lardan itibaren, Einstein'ın birleştirme çabaları çıkmaza girmişken,
فى الثلاثينات ,مسعى اينشتين للتوحيد كان يتخبط

Hristiyanlar'ın kalbini zorla çalmak için sarf edilen hiçbir çaba asla Tanrı tarafından kutsanmayacaktır.
أي مسعى لكسب قلوب المسيحيين بالقوة لن يتم مباركته أبدًا من الرب

Ama bir grup bilgisayar bağımlısı narsistten kendini korumak günde 24 saatlik bir çaba istiyor.
لكن حماية مجموعة من مدمني الحاسوب النرجسيين من أنفسهم هو مسعى كل 24 ساعة باليوم

Giyinmek tıpkı değerli bir çaba gibidir. Bir sanattır ama aynı zamanda bir meydan okumadır.
ارتداء الملابس مثل أي مسعى نافع فهو فن.

Büyük bir çaba sarf etmek için yakında denize açılmalıyım bir İspanyol filosu.
يجب أن أبحر قريباً من أجل مسعى كبير، أسطول أسباني ...

Bir görev ancak usulüne uygun olarak bitirilmeli, aksi halde görev olmaz değil mi?
أي مسعى يجب أن يُكمل في الطريقة " " الصحيحة أو هو ليس مسعى, أليس كذالك ؟

Bir görev seçmek zorunda.
..... وتستمر المغامرة عليه أن يقرر مسعى له

Tamamlamamız gereken bir görev var.
لدينا مسعى لنعود إليهِ.

* Bir görev, hakkında şarkıların yazılacağı *
في مسعى سيتغنى به الشعراء

Yeni bir macera başlıyor genç samuray.
{\pos(190,210)} "لديكَ مسعى جديد، أيّها الساموراي الصغير"

"macera" sözcüğünün anlamı aramaktır, bulmak değil.
كلمة "مسعى" تعني أنْ نسعى لا أنْ نعثر

Artık macera yok.
-لم يعد لديّ مسعى .

İlk çabaları zaten başarısız olmuştu.
أول مسعى له لفعل هذا فشل بالفعل

Lâkin bir hükmü yok. Meşekalkan'ın çabaları heba olacak.
لكنّ هذا غير مهمّ لأنّ مسعى (أوكينشيلد) سيفشل