Demek bunlar senin olgunlaşma yılların ve aklın başına gelene kadar sürekli insanların duygularını incitmeye devam mı edeceksin? | Open Subtitles | أتعتقد لأن تلك هي سنوات تكوينك يمكنك المضي قدما ً في إيذاء مشاعر الناس طالما تخرج بشيء من ذلك؟ |
Senin gibi taş kalpli bir alaycı olabilirdim, ama insanların duygularını incitmekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أستطيع أن أكون متشائم جامد القلب مثلك لكني لا أحب أن أجرح مشاعر الناس |
Halkın duygularını ateşleyerek Sayın Yargıç üzerinde politik baskı yaratıyorlar. | Open Subtitles | وتأجيج مشاعر الناس للمحاولة لأجل قوة سياسية ذات ضغوط على حضرة القاضي. |
Halkın duygularını ateşleyerek Sayın Yargıç üzerinde politik baskı yaratıyorlar. | Open Subtitles | وتأجيج مشاعر الناس للمحاولة لأجل قوة سياسية ذات ضغوط على حضرة القاضي. |
Konu işle ilgili olunca Calvin Curdles için insanların duygularının bir önemi yoktur. | Open Subtitles | عندما تصبح مسائل عمل كالفين كيردل لم يكن أحد حتى يراعى مشاعر الناس |
Bu işin içinde başka insanların duygularının da olduğunu anlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تفهم أن مشاعر الناس لها علاقة بالأمر؟ |
O, gerçekten insanlara tesir etti. Ben... | Open Subtitles | -ذلك حرك مشاعر الناس حقاً |
Bazı şeylerin söylenmemesi gerekir ama dedektifler bunları söylemek, insanların duygularını sormak zorundadır. | Open Subtitles | هناك أشياء مؤكده لا يجب أن تقال لكن المحقق يجب أن يذكرها أو يسأل عن مشاعر الناس |
Bak, insanların duygularını incitme konusunda kimse benden daha duyarlı olamaz. | Open Subtitles | إسمعي، لا يوجد شخص حساس أكثر مني بشأن مسألة إيذاء مشاعر الناس |