"مشاغب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yaramaz
        
    • Kötü
        
    • kabadayı
        
    • başbelası
        
    • yaramazlık
        
    • Yaramazsın
        
    • baş belası
        
    • kabadayıyla
        
    İçlerinden en yaramaz olanı Peter doğruca Bay McGregor'un bahçesine koştu. Open Subtitles بيتر , كان مشاغب جدا ركض مباشرة الى مزرعة السيد مكجرجرس
    Bennett ondan daha yakışıklı ve yaramaz da olsan görmeye geliyor. Open Subtitles بينيت يبدو أفضل و هو سيظهر حتى لو كنت مشاغب
    Seni yaramaz köpek! Open Subtitles يالك من كلب مشاغب
    Video: R.S. : Yani Ivan Joshua’nın sandviçini alarak Kötü ve terbiyesiz mi oluyor? TED الفيديو : آر . إس . : كذلك هل إيفان يعتبر دنئ و مشاغب لأخذ ساندوتش جاشوا ؟
    Video: R.S. : Ivan Joshua’nın sandviçini aldığı için Kötü ve terbiyesiz mi? TED فيديو : آر . إس . : هل إيفان يعتبر دنئ و مشاغب لأخذ ساندوتش جاشوا ؟
    Bak, okulda beni sürekli döven bir kabadayı var. Open Subtitles هناك طالب مشاغب في المدرسة لا يتواني عن ضربي
    Hamile bir kadın ve başbelası bir çocukla hokkabazlık yapmak hiç kolay değildi ama durumu günde 8 saat tv seyrettirmekle idare ettim. Open Subtitles ليس من السهل التعامل مع امرأة حاملة وطفل مشاغب لكن بطريقة ما تمكنت من تمضية 8 ساعات بمشاهدة التلفاز
    Ya da kurbanımız uslu durmak yerine yaramazlık yapmıştır. Open Subtitles أو أو كان الضحية مشاغب وليس طيب
    Küçük yaramaz bir çocuk gibi köşede dur. Open Subtitles قف في الزاوية مثل ولد مشاغب
    Kimin yaramaz Kimin uslu olduğuna bakar Open Subtitles ليجد من هو مطيع ومن هو مشاغب
    O zaman sen de yaramaz bir çocuktun. Open Subtitles لابد أنك كنت مشاغب وقتها ــ لا تضحك .
    yaramaz bir vampir tanrı olacağım. Open Subtitles مصاص دماء مشاغب
    yaramaz bir Vampir Tanrısı olacağım. Open Subtitles مصاص دماء مشاغب
    Hey! Sen çok yaramaz bir çocuksun. Open Subtitles هيه, أنت فتى مشاغب
    Evet, ama çok Kötü de olabilir. Bilirsin işte. Çocuk cehennemden gelmiş olabilir. Open Subtitles أنتِ محقة , ولكن قد يكون الأمر أسوأ من هذا قد يكون ذلك الطفل مشاغب
    AIi G, sen çok çok Kötü bir çocuksun cezalandırılman gerek. Open Subtitles على لقد كنت ولد مشاغب وتحتاج للعقاب
    Oh, evet. Birileri Kötü bilgisayarlık yapmış. Open Subtitles أجل، هناك حاسوب مشاغب.
    'Kendi üzerindeki tüm.' Ama şimdi Sadece ile uğraşmak için bir kabadayı var. Open Subtitles والان حصرت المشكله في مشاغب واحد لاتعامل معه
    - Korkmuştur, o başbelası değil. Open Subtitles انه خائف، وهو ليس مشاغب مذا ؟
    Bakıyorum yaramazlık yapıyorsun. Open Subtitles أنت تتصرف مثل صبي مشاغب
    Çok Yaramazsın ama çok zevklisin. Open Subtitles أنت مشاغب جدا، لكن لديك ذوق ممتاز.
    Young bir baş belası. Open Subtitles ... إن ينج شخص مشاغب...
    Bart'ın Nelson denen genç bir kabadayıyla sorunu var. Open Subtitles (بارت) لديه مشكلة مع طالب مشاغب يدعى (نيلسن) حاضر سيدي، سأفعل (بارت) لديه مشكلة مع طالب مشاغب يدعى (نيلسن)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more