Aklınla olan sorunlarını ve şiddet dolu geçmişini gayet iyi biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بشأن كل مشاكلكِ العقلية وتاريخكِ العنيف |
Sadece aynanın karşısına geçerek sorunlarını çözebileceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أود ان أعتقد أنكِ يمكن أن تعالجي مشاكلكِ بالنظر إلى المرآة |
Canım, alkol ve dondurma sorunlarını çözmeyecek. | Open Subtitles | يا عزيزتي، الكحول و المثلجات لن يحلوا مشاكلكِ. |
Sanırım artık güvenebileceğin arkadaşların var, bu yüzden sorunların seni rahatsız etmiyor. | Open Subtitles | أفترض بأن لديك الآن أصدقاء تأتمنين لهم. حتى لا تضايقكِ مشاكلكِ كثيراً. لا بد أن هذا هو السبب؟ |
En son geldiğinde tüm sorunlarının sebebi beslenme yetersizliğiydi. | Open Subtitles | آخر مرّة كنتِ هنا، جميع مشاكلكِ الصحيّة كانت بسبب سوء التغذية |
Pekala, tamam ama senin de ebeveynlik müessesesinde kendi problemlerin olduğunu da unutmayalım. | Open Subtitles | رائع, حسناً, ولكن دعينا لا ننسى أنّه كان لديكِ مشاكلكِ في مستشفى الأمومة. |
Elena, sorunlarından koşarak kaçamazsın. Gerçi deneyecek gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنكَ أن تفوقي مشاكلكِ في سرعة العدوِ هرباً، على الرغم من أنّكِ تبدوين محاولة ذلك. |
Kişisel sorunlarını aylardır süren bir araştırmanın önüne koyuyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تتركين مشاكلكِ الشخصية تعترض طريق أشهرٍ من الأبحاث. |
- Diğer insanların sorunlarını düşündüğünde, kendininkileri görmezden gelmek daha kolay da ondan. | Open Subtitles | لأنكِ عندما تركزي على مشاكل الأخرين فمن السهل أن تتجاهلي مشاكلكِ |
Kendi sorunlarını düşünmemek için diğer insanlarınınkileri kullanıyorsun. | Open Subtitles | بإستغلالِ مشاكلِ الناس الاخرين لكي تتجنبِ مشاكلكِ. |
sorunlarını aşmanı istedim. | Open Subtitles | إعتقدت أن هذا سيساعدك على تخطي مشاكلكِ |
Ama sen de haklısın. Kendi sorunlarını halledebilirsin. En iyisi ben de kendim için endişelenmeye başlayayım. | Open Subtitles | ولكنكِ محقة ، يمكنكِ أن تتعاملي مع مشاكلكِ الآن . "وسأحاول الإهتمام بنفسي من الآن فصاعداً" |
Eğer sorunlarını içinde tutamıyorsan o zaman kovulursun. | Open Subtitles | مشاكلكِ تبقي أن تستطيعي لم إذا ... . الآن فأخرجي المكان, خارج مشاكلنا |
Tüm sorunlarını çözüme kavuşturabilir. | Open Subtitles | قد يكون الحلّ عن جميع مشاكلكِ. |
Benim sorunum dediğin şeyler aslında senin sorunların. | Open Subtitles | تعلمين، ما تذكرين على أنّها مشاكلي فهي حقًّا مشاكلكِ. |
- Tüm sorunların yatakta çözülmez, emin ol. | Open Subtitles | ثقي بي, هذا لن يحل لكِ مشاكلكِ |
Vücudunun bakır işleme sorunu var. Tüm sorunlarının sebebi bu. | Open Subtitles | لم يكن جسدكِ قادراً على معالجة النحاس ممّا سبّب كلّ مشاكلكِ |
Yani para birden bütün sorunlarının cevabı mı oldu? | Open Subtitles | -إذن المال فجأةً، أصبح حل كل مشاكلكِ |
Salı çarşamba ve pazar günleri tüm problemlerin için beni suçla. | Open Subtitles | يمكنكِ أن تلوميني على كل مشاكلكِ في الثلاثاء ، الخميس والاحــد |
Sana yalan söylediğim için üzgünüm. Biliyorum senin de kendi problemlerin var. | Open Subtitles | آسفة أنني كذبت عليكِ أعلم أن لديكِ مشاكلكِ |
Şunu unutma sorunlarından kaçamazsın. | Open Subtitles | وتذكّري بأنّه لا يمكنكِ الهروب من مشاكلكِ |
Yaşanan şey korkunçtu, ama sorunlarından öylece kaçamazsın. Onlarla başa çıkmalısın. | Open Subtitles | ما حدث فظيع، لكن لا يمكنكِ الهرب من مشاكلكِ. |
Sorunlarınla kendin başa çık ve beni rahatsız etmeyi bırak. | Open Subtitles | وتعاملي مع مشاكلكِ بنفسكِ وتوقفي عن مضايقتي |