| Aslında eşi öldürülmeden önce en büyük şüphelim oydu. | Open Subtitles | في واقع الامر قبل مقتل زوجته كان مشتبهي الرئيسي |
| Eğer benim şüphelim olsan ve bunu yapsaydın ne düşünürdüm biliyor musun? | Open Subtitles | إذا كنت أنت مشتبهي وأنت فعلاً قمـُـت بذلك هل تعرف ماذا كنـُـت أعتقد؟ |
| Ne güzel. şüphelim ifadesini değiştirdi işte. | Open Subtitles | رائع الآن مشتبهي غير أقواله |
| - Ancak bir numaralı şüphelim o. | Open Subtitles | -ولكنه مشتبهي الرئيس |
| Şerifin ofisi üç saldırılık soygun şüphelilerinin listesini yapmış. | Open Subtitles | ضابط العمدة وضع قائمة بكل مشتبهي الضربات الثلاثة |
| O benim şüphelim değil. | Open Subtitles | -إنه ليس مشتبهي |
| - Hayır, o benim şüphelim! | Open Subtitles | - ولكنه مشتبهي أنا ! |
| Gördüm ki cinayet şüphelilerinin çoğu ortadan kaybolmuş. | Open Subtitles | فتبدّى لي أنّ كثيرًا من مشتبهي جرائم القتل يختفون دون أثر |