| Belki benim bir şey yapmakla meşgul olduğumu hiç düşündün mü? | Open Subtitles | هل طوال عمرك فكرت لثانية أنني مشغوله بفعل شيء ما ؟ |
| meşgul olduğunu biliyorum ama Onomichi'ye gelmeye çalış. | Open Subtitles | أعلم أنك مشغوله ولكن حاولي المجيء الى اونوميتشي |
| Böylece Pazartesi ve Çarşambaları, kendimi meşgul ediyorum. | Open Subtitles | لذيك في يوم الاثنين والاثلاثاء احاول ان ابقي نفسي مشغوله |
| Son zamanlarda şu yeni kayıt stüdyosunun inşaası ile uğraşmakla meşguldüm de. | Open Subtitles | أنا فقط مشغوله جدا لانني احاول ان انتهي من استوديو التسجيل قريبا |
| Benim çok ciddi ve çok yoğun arkadaşım dengesiz olmamı istemiyormuş. | Open Subtitles | صديقتي لايريد احد ان يزعجها لانه مشغوله وجديئة |
| Şu an gerçekten Meşgulüm. Ne hakkında konuşmak istiyorsun? | Open Subtitles | أنا مشغوله جدا الآن عن ماذا تريدين التحدث؟ |
| Theresa'nın bakılacak çocukları var. Herşeye dikkat etmek için çok meşgul. | Open Subtitles | تيريزا لديها اطفال تهتم بشأنهم انها مشغوله جدا لدرجه انها لا تلاحظ تلك الاشياء |
| Çok iyi olurdu... ama ben herhalde meşgul olacağım. | Open Subtitles | حسنا,شكرا لك كنت أريد هذا0000000 لكن أعتقد أننى سوف أكون مشغوله |
| Ne dersin, meşgul değilsen grup olarak gidiyoruz, gelip sıkılmak ister misin? | Open Subtitles | ماذا لو لم تكونى مشغوله مجموعه منا ستذهب أتحبى ان تأتى وتشعرى بالملل |
| Ne dersin, eğer meşgul değilsen .bizimle gelip birlikte sıkılmak ister misin? | Open Subtitles | ماذا لو لم تكونى مشغوله مجموعه منا ستذهب أتحبى ان تأتى وتشعرى بالملل |
| Gerçi şu küçük kafenle meşgul olduğunu da biliyorum ama. Doğru. | Open Subtitles | و أعلم أنكي مشغوله بهذا المقهي الصغير التي تمتلكيه |
| Evet. Anneniz bulaşıkları yıkamakla oldukça fazla meşgul olacak. | Open Subtitles | نعم , والدتكم سوف تكون مشغوله بتنظيف أطباقها |
| Ajit, o turistleri eğlendirmekle meşgul! | Open Subtitles | اجيت دعك منها فهر مشغوله بتسليه السائحين |
| Belki de ölümünü ilan etmeliyiz. Eğer sonuç kaçınılmazsa bir AO'nı meşgul etmek anlamsız. | Open Subtitles | ربما من الأفضل أن نعلن وفاته ليس هناك فائده من جعل الغرفه مشغوله نحن الأن نؤجل فقط الامر المحتوم |
| Sadece birşeylerle meşgul olmalıyım şu an, hepsi bu. | Open Subtitles | أردت فقط ان أظل مشغوله للأن .. هذا كل شئ |
| Başkalarının kalpleriyle uğraşmakla o kadar meşguldüm ki, kendiminkini anlayamadım. | Open Subtitles | لقد كنت مشغوله جدا ادير قلوب غيري ولم انتبه لقلبي |
| Seninle konuşmak istememekle meşguldüm. | Open Subtitles | كنت مشغوله جدا باني لا اريد ان اتكلم معك |
| Bugün insanlar yoğun. Ve akşam heryer daha sakindi. | Open Subtitles | حسناً كُنت مشغوله اليوم , كما ان الزحمه اقل في المساء |
| biraz Meşgulüm. Trapezle uçmak zorundayım. | Open Subtitles | أنا مشغوله نوعاً ما, لأنه يجب علي القيام بأمر متعلق بأرجوحة الطيران |
| meşgulsün. Mevsim itibariyle. | Open Subtitles | لا, أنا افهم, أنتِ مشغوله إنه ذلك الوقت من العام |
| Çok sağ olun, sirke gitmeyi çok isterdim ama davetiyeniz sizde kalsın çünkü bu gece başka işim var. | Open Subtitles | شكراً جزيلاً لك ... أتشوق لزيارة السيرك لكن من الأفضل أن تحتفظ بتذاكرك لأننى مشغوله الليلة |
| Tom'u istediği şekle sokmanın yolunu aramakla meşguldü. | Open Subtitles | كانت مشغوله جدا ، بالتفكير كيف تجعل توم ينحني لرغبتها |
| Tatlım zaten işim başımdan aşkın, neden diğerlerinin annesi yapmıyor? | Open Subtitles | عزيزتي، أنا بالفعل مشغوله الا يمكن لأحد الأمهات أخذكم؟ |
| Tamam, Jerry, lütfen, lütfen. Burada gerçekten yoğunum. | Open Subtitles | حسنا جيري أرجوك أرجوك ,أنا مشغوله هنا |
| Fark ettim ki bazen gazetelerinizi alamayacak kadar meşgulsünüz o yüzden isterseniz onları sizin için ben alıp, saklayabilirim. | Open Subtitles | لقد لاحظت أنه أحياناً .. تكوني مشغوله لكي تأخذي جرائدكِ،لذا يمكنني أن أخذهم و أحتفظ بهم من أجلكِ |