Dünkü kıyafetlerin aynısını giyinmişsin. - Eve gelemeyecek kadar meşgul müydün? | Open Subtitles | ترتدي نفس الملبس منذ البارحة أكنت مشغولًا لكيلا تأتي للمنزل البارحة؟ |
Bunun beni meşgul etmek için olmadığından emin misin ki? | Open Subtitles | أواثق أنك لا تبحث عن أعمالٍ لإبقائي مشغولًا |
Şayet çok meşgul değilsen, seni birkaç haftalığına tutmak istiyordum. | Open Subtitles | إذا لم تكن مشغولًا جدًا هناك، أريد أن أعيد تعيينك لأسبوعين |
Profesyonel bir katil gibi davranmakla meşguldüm. | Open Subtitles | كنتً مشغولًا بعض الشيء بإنتحال شخصية قاتل محترف |
Vücudunun çekici kısımlarıyla çok meşguldüm. | Open Subtitles | كنت مشغولًا جدًا بمضاجعة كل أجزاء جسدها المرغوبة |
- Hayır, anneyi anlaşmadan vazgeçmesi için ikna etmekle meşguldün. | Open Subtitles | لا ، لقد كنت مشغولًا بمحاولتك منع المرأة من البيع |
Vay, birileri çok meşgulmüş değil mi? | Open Subtitles | هناك من كان مشغولًا جدًا، صحيح؟ |
En azından, seni geri almamı engellemeye çalışmayacak kadar meşgul olur. | Open Subtitles | أقلّها سيكون مشغولًا كفاية عن منعي من استعادتك. |
Sorardım ama biraz meşgul görünüyor. | Open Subtitles | كنتُ لأفعل ذلك، لكنه يبدو مشغولًا قليلًا. |
Bir şey gördün fakat zihnin fazla meşgul. | Open Subtitles | إنّك رأيت شيئًا، لكن عقلك كان مشغولًا جدًّا. |
- Telefonda. Bu yeni iş meselesi onu çok meşgul ediyor. | Open Subtitles | تلك المغامرة الجديدة تُبـقيه مشغولًا للغاية |
Şu an bizi izleyen tek bir gardiyan var ve o da, oldukça meşgul görünüyor. | Open Subtitles | ثمة حارس وحيد يراقبنا حاليًا، ويبدو مشغولًا. |
Eğer yaşlıları izlemekle çok meşgul değilsen... bizimle gelebilirsin. | Open Subtitles | بوسعك الانضمام ما لم تكُن مشغولًا بمراقبة المسنين. |
Sonrasında, hayatını inşa etmekle meşgul oldu. | TED | ثم كان مشغولًا في بناء الحياة. |
Onları hayatta tutmakla çok meşguldüm galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنني كنت مشغولًا في المحافظة على حياتهم |
Ama gitmedim çünkü senin benden nefret ettiğinden daha çok kendimden nefret etmekle meşguldüm. | Open Subtitles | لأني كنت مشغولًا بكراهية نفسي أكثر مما يمكن أن تكرهيني عليه |
Biliyorum. Bilgisayar işleriyle meşguldüm çünkü. | Open Subtitles | أدري، وذلك لأني كنت مشغولًا بمباشرة أمورًا حاسوبيّة. |
Belki de bunu anlatırlarken, sen... şu kuşların cama çarpmasıyla ilgili saçmalıkları dinlemekle meşguldün! | Open Subtitles | ربما لأنه عندما كانوا يخبرونك بهذا كنت مشغولًا بسماع الهراء المتعلق بالعصافير التي ترتطم بالنوافذ |
Senin Joe meşgulmüş anlaşılan. Şimdi ne yapacağız? | Open Subtitles | -يبدو كأن رجلكِ (جو) كان مشغولًا |
Takip eden iki gün boyunca Kennedy, bunlardan uzak kaldı. Kongre seçim kampanyasıyla meşguldü. | Open Subtitles | لليومين التاليين، ظل كينيدي مشغولًا بمتابعة حملة إنتخابات الكونجرس |
Mahallemi terk eden çok kişi oldu ve ben kap yapıp sanatla ilgilenmekle ve iyi bir kariyer yapmakla meşgulken, atölyemin hemen dışında yaşanan birçok şey vardı. | TED | هناك الكثير من الهجرة في حارتي، وبينما كنت مشغولًا نوعًا ما بصناعة الخزف وصناعة الفن وامتلاك وظيفة فن جيدة، كانت كل هذه الأمور تحدث مباشرة خارج معملي. |
Noel'den bu yana sadece iki gün geçmişken, epey meşgulmüşsün seni küçük tiran. | Open Subtitles | كنت مشغولًا آيها الطاغية الصغير، لقد مر يومان فقط على عيد الميلاد |