meşgul bir adam olduğunuzu biliyorum ama bu kadar olduğunuzu bilmiyordum. | Open Subtitles | أعلم بأنكَ رجل مشغول، ولكن لم أعرف أنكَ مشغولٌ لذه الدرجة. |
Ama, sen duruşmayla meşgul değil misin? | Open Subtitles | بالطبع, أنا مشغولٌ جداً بالقضية ولكنّي لست منشغلاً عنكِ |
.. rejime gitmekle meşgul ve stratejik engeller de bunu olumsuzlaştırıyor 8. | Open Subtitles | في المناطق التي حيث بدأ نظامنا بها مشغولٌ بحالات الحصار الإستراتجي والهجمات الإستكشافية. |
- Şu anda çok meşgulüm. - Bunu zaten söyledim. | Open Subtitles | أنا مشغولٌ جداً الآن - لقد أخبرته بذلك لتوّي - |
Elimde olsa bile yapmazdım ama yapamıyorum çünkü meşgulüm. | Open Subtitles | حسنٌ، لن أفعل ذلك حتّى لو كان بوسعي، وهذا ليس بوسعي، لأنّي مشغولٌ. |
Ve sen daha iyi bir adam olmaya çalışmakla o kadar meşgulsün ki bir takipçi sapığa yemek pişiriyorsun. | Open Subtitles | و أنتَ مشغولٌ جداً تحاول أن تكون الأفضل لدرجة أنكَ تطبخ العشاء لمطاردتك |
Kısa sürdü. Bilirsiniz, meşgul biri. | Open Subtitles | لم نطل الإجتمـاع ، فكما تعلمون بأنه رجلٌ مشغولٌ على الدوام |
Evet, oldukça meşgul. Şu makaleye bak. | Open Subtitles | نعم ، مشغولٌ للغـاية ، القي نظرة على هذه المقالة |
Vakfın mutemedi olduğu için kendisi çok meşgul. | Open Subtitles | كوصيّ للمؤسسة الخيرية ، فهو رجل مشغولٌ جدًا |
Alometliler ana kapıyla meşgul olacak, biz ise yandan gireceğiz. | Open Subtitles | "الموتي" سيكون مشغولٌ بالبوابة الرئيسية، لذلك نحن سننزلق من الجنب. |
Elçimi geri gönderip, sorunlarımızla ilgilenemeyecek kadar meşgul olduğunu iletti. | Open Subtitles | أعاد الرسول مع كلمة بأنّه مشغولٌ جداً عن النظر في مخاوفنا |
Çok meşgul olduğunu ve yardıma ihtiyacın olduğunu sen söyledin. | Open Subtitles | تقول أنّكَ مشغولٌ جدّاً، أستطيع المساعدة. |
- Hayatını mahvetmekle öyle meşgul ki, annesini ziyaret edecek vakti yok. | Open Subtitles | - لقد سمعت بهذا الأمر- والآن هو مشغولٌ جدا في تدمير حياته لدرجةٍ تمنعه حتى من زيارة أمه |
Hepsi yerel bir damızlığın dölü. Görüyorsunuz ya, çok meşgulüm. | Open Subtitles | يأتون من خيل السباق المحليين حسناً ، أنا مشغولٌ للغاية كما ترين |
Çünkü azıcık ülkeyi yönetmekle meşgulüm. | Open Subtitles | و ذلك لكوني مشغولٌ قليلًا بإدارة هده البلاد |
Üzgünüm çocuklar, şu anda biraz meşgulüm. Başka bir zaman artık. | Open Subtitles | أنا آسفٌ يا شباب, أنا مشغولٌ قليلاً الآن, ربّما في وقتٍ لاحق |
- Çok meşgulüm ama bir şeyler ayarlarız. | Open Subtitles | مشغولٌ جداً ، ولكن أنا متأكد من إمكانية ترتيب ذلك |
Çok meşgulüm, önemli işlerim var. | Open Subtitles | أنا مشغولٌ جداً بمسألة العواقب. |
Buradan kaçmakla meşgulüm. Sağol. | Open Subtitles | أنا مشغولٌ بمحاولة الخروج . شكراً |
İçini boşaltmasına izin vermiyorsun çünkü her şeyi onun yerine çözmekle meşgulsün. | Open Subtitles | أنتّ في الغالب، وعدم تركها تنفّس عمّا بخاطرها لأنّك مشغولٌ دائماً تحاولّ حلّ كلّ معضلةٍ تواجهها |
Konforlu bir ofiste kağıt işi yapmakla çok meşgulsünüz, sanırım. | Open Subtitles | أنت مشغولٌ للغاية في مكتبٍ مُريح ... تقوم بالأعمال المكتبيّة على ما أفترِض |
Şimdi işim var. Resmini gönder. | Open Subtitles | أجل، أنا مشغولٌ نوعاً ابعثِ لي بصورة |
Tabağının dolu olduğunu söyledin... bir kaç ürkütücü cinayetlerle. | Open Subtitles | أنت قلت بأنّ وقتك مشغولٌ بحلّ بجرائِم القتل الشّنيعة |
Arkada meşguldüm. Polis gelene kadar bir şey duymadım. | Open Subtitles | كنتُ مشغولٌ في الخلف، لم أسمع أي شيء، حتى قدوم الشرطة |