Burada iki ayrı çocuğa ait iki video var. Bunlardan biri nörolojik olarak normal, diğeri ise otistik. Pong oynuyorlar. | TED | و ما سترونه هو مقطع فيديو لطفلين , أحدهما طبيعي, و الأخر مصاب بالتوحد يلعبان كرة الطاولة. |
otistik mi diye Chris'i test ettim. | Open Subtitles | أنا فقط أقضي المزيد من الوقت أختبر كريس لأرى إذا هو مصاب بالتوحد |
Çocuğum otizmli diyoruz. | Open Subtitles | \u200fنقول "طفل مصاب بالتوحد". |
Eğer otizmli bir çocuk "Ben çorba istiyorum" demek isterse, 3 farklı resim seçer: "Ben", "istemek" ve "çorba" ve bunları biraraya getirir. Böylece terapist veya ebeveyn çocuğun söylemek istediği şeyi anlar. | TED | لذا إذا أراد طفل مصاب بالتوحد أن يقول، "أنا أريد حساء" سيختار هذا الطفل ثلاث صور مختلفة لتمثيل كلامة "أنا" و"أريد" و"حساء"، وسيضعها مع بعضها البعض، وبالتالي سيفهم الاخصائيون والآباء ما يريد الطفل أي يقوله لهم. |
oğlum otistiktir. | Open Subtitles | إنه مصاب بالتوحد |
Dylan otistiktir. | Open Subtitles | (ديلان) مصاب بالتوحد. |
Zosia Zaks adında otistik bir adam bir keresinde şöyle demişti: “İnsanlık gemisini yüzdürmek için haydi herkes işbaşına!” | TED | في إحدى المرات، قال رجل مصاب بالتوحد يدعى زوسيا زاكس " نحن بحاجة لكل الأيادي الموجودة على سطح السفينة لتصحيح مسارها." |
her otistik çocuğun görsel düşünmeyeceğini söylemem gerekiyor. | TED | الآن , أريد أن أؤكد على أنه ليس كل طفل مصاب بالتوحد سيكون مفكر بطريقة الصور . |
Senin umrunda otistik bir kız kardeşin var. | Open Subtitles | يمكنك القيام به. لديك أخت مصاب بالتوحد. |
otistik. Ağır otistik. | Open Subtitles | إنه مصاب بالتوحد بشكل حاد |
otistik değilsin. | Open Subtitles | لست مصاب بالتوحد |
Sadece kör değil, otistik olduğu da ortaya çıktı. | Open Subtitles | لقد كان في سبع منازل في الست سنوات وتبين أن ليس فقط أعمى أنه مصاب بالتوحد ! |
Dylan otistiktir. | Open Subtitles | (ديلان) مصاب بالتوحد. |