"مصداقية" - Translation from Arabic to Turkish

    • güvenilirliğini
        
    • inandırıcı
        
    • güvenilirliği
        
    • inandırıcılığı
        
    • güvenilir
        
    • güvenirlik
        
    • güvenilirlik
        
    • güvenirliğini
        
    • inanılabilir
        
    • güvenilirliğine
        
    Bir manşetin güvenilirliğini değerlendirmenin en iyi yolu dayandığı orijinal rapora bakmaktır. TED أفضل طريقة لتقييم مصداقية العنوان هي عبر النظر إلى البحث الأصلي الذي تُقدم تقريرًا عنه.
    Kendinin ve bu programın güvenilirliğini bir çırpıda tehlikeye atmadığını söyle. Open Subtitles أخبرين أنكِ لم تعرضي مصداقيتكِ و مصداقية البرنامج
    Ben de dinliyordum. Bence de söyledikleri inandırıcı. Open Subtitles لقد كنت أستمع للمحادثة، وكان الكلام ذات مصداقية بالنسبة لي
    Anlaşılan konvoy hakkında inandırıcı bir ölüm tehdidi aldılar. Open Subtitles ولكن على ما يبدو كان هناك تهديدا بالقتل مصداقية دعا في.
    Gidiyor, gidiyor ve Dünya sahnesinde Amerika'nın güvenilirliği gibi, top gitti. Open Subtitles إنها ترتفع وترتفع ومثل مصداقية إمريكا في المحافل الدولية.. الكرة اختفت.
    Bu arada Kavi'nin yönetmen güvenilirliği hızla Hindenburg İnsan Kaynakları'na kayıyor. Open Subtitles في هذه الأثناء مصداقية كايفي كمدير أصبحت كشطيرة محروقة
    Eğer çürüğün hiçbir inandırıcılığı olmazsa diş fırçasının ve diş ipinin karşı koyacağı bir şey olmaz! Open Subtitles ،إذا لم يكن للسوسة مصداقية الفرشاة وخيط تنظيف الأسنان ليس لهما عدو
    Ancak çok güvenilir biri. Aynı şekilde, dergiye de güveniliyor. Open Subtitles . لكن لديه مصداقية عالية والأمر ذاته ينطبق على المجلة
    Hiç kimse. Kabul et Stu, sen büyük değilsin. Ve güvenirlik sorunun var. Open Subtitles أنتبه, ستو انت وقتك قصير وأنت عندك مشكلة مصداقية
    Efendim, ben sadece tanıdığın güvenilirliğini sınamak istiyorum. Open Subtitles سيدي, أنا أحاول بكل سهولة إثبات مصداقية الشاهد
    Ulusun güvenilirliğini belirleyen şey Soo Young. Open Subtitles الأن، لنزيد مصداقية الدولة علينا.. إنها سو يونغ.
    Depodan dolayı gizli bir ilişkileri olduğunu öne sürün, kadının güvenilirliğini azaltın. Open Subtitles .لديهم علاقة غير معلومة عبر وحدة التخزين ,مصداقية مكانتها
    Amerika'nın bir sonraki başkomutanlığı için iki adayın da güvenilirliğini arttırmak veya sıfırlamak için bir araç oldu. Open Subtitles أداة للبناء أو التفجير مصداقية كل مرشح كقائد أعلى للقوات المسلحة المقبل في أميركا
    İnandırıcı değildi bize kendini satmak istedi. Open Subtitles انها ليست ذات مصداقية انها فقط تحاول أن تبيع لنا إثارتها سجل القصص والصور لصديقتها سونيا بيكر
    İnandırıcı görünmesi için yeteri kadar doğru bilgi içermelidir,... ..ama doğrulanabilecek kadar çok değil. Open Subtitles يجب أن تكون هناك معلومات صحيحة ليجعل الامور تبدو طبيعية و ذات مصداقية و ليس بالقدر الكبير ليتحقق منه
    İnandırıcı görünmesi için yeteri kadar doğru bilgi içermelidir,... ..ama doğrulanabilecek kadar çok değil. Open Subtitles يجب أن تكون هناك معلومات صحيحة ليجعل الامور تبدو طبيعية و ذات مصداقية و ليس بالقدر الكبير ليتحقق منه
    Haber çıkışımızın güvenilirliği kalmadığı sürece elinde olan şeylerin bir önemi yok. Open Subtitles اذا كان منفذ الاخبار لا يملك مصداقية . فانه لا يهم اي شيء اخر هذه حقيقة
    güvenilirliği baş komiser rütbesinden dolayı destekleniyor zaten. Open Subtitles يعزز من مصداقية صاحب قبل وضعه كنقيب الشرطة.
    Bu, tanığın güvenilirliği açısından önemli. Open Subtitles هذا في صالح إظهار مصداقية الشاهد
    Ama Burr Redding'in artık kimsede bir inandırıcılığı kalmadı. Open Subtitles لكنَ اسمَ (بير ريدينغ) لم يعُد لهُ مصداقية بعدَ الآن
    O ruh halindeki bir çocuk, güvenilir bir tanık sayılmaz. Open Subtitles طفل في هذا العمر لا يمكننا الإعتماد على مصداقية شهادته
    Hiç kimse. Kabul et Stu, sen büyük değilsin. Ve güvenirlik sorunun var. Open Subtitles أنتبه, ستو انت وقتك قصير وأنت عندك مشكلة مصداقية
    Bunlar güvenilirlik meselesi açısından hayati sorular. Open Subtitles هذا نوع من الإستجواب الحيوي الذي يعطي مصداقية للقضية
    Davalı, kendisinin aleyhinde ifade veren tanıkların güvenirliğini sorgulayabilir. Open Subtitles المتهم لديه الحق لإعتراض مصداقية شهادات الشهود المقدمة ضده
    Büyük bir yalanı satarken bunu yaparsın, ...inanılabilir olması için gerçekle harmanlarsın. Open Subtitles ذلك ماتفعله عندما تقوم ببيع كذبة تقوم بجعله حقيقية لجعلها أكثر مصداقية
    Bu alarm çanlarını çalmadı. Ulus devlet başkasının iç olayların güvenilirliğine müdahale etmeye çalışıyordu. TED لم يدق هذا أجراس الإنذار أن دولة قومية تحاول التدخل في مصداقية الشؤون الداخلية لدولة أخرى.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more