| Dinle, kaynağın kim bilmiyorum,... ..ama ben Birleşik Devletler HK'nde albayım. | Open Subtitles | أسمع , أنا لا أعرف من هو مصدرك لكن أنا عقيد فى القوة الجوية الأمريكية |
| Ve bunun senin kaynağın olduğunu sanıyorum. Her ne kadar neden senmiş gibi davrandığını anlamasam da. | Open Subtitles | وأعتقد بأنّه كان مصدرك بالرغم من أن أنا لا أعرف لماذا هو يحاول ويقلّدك. |
| Tamam, kaynağını açıklamayacaksın ama senin yaptığın, hayal gücünü azdırmak. | Open Subtitles | حسناً، لن تكشفي عن مصدرك لكن ما فعلتِ هو إطلاق العنان لمخيلتك |
| sen, bunu diğerlerine anlatabilir, ama kaynağını açıklamazsın, değil mi? | Open Subtitles | . قد تخبر الأخرين , ولكنك لم تكن لتخبر عن مصدرك |
| - Kaynağımı açıklamaya hazır değilim. Gizli bilgileri açıklayarak, kaynağınız 17 federal yasayı çiğniyor. | Open Subtitles | بالكشف عن معلومات محظورة فإن مصدرك ينتهك 17 قانوناً فيدرالياً |
| Aradığın her şey, kaynağının sana vaat ettiği her şey tam burada. | Open Subtitles | كل شئ كنت تبحث عنه كل شئ وعدك به مصدرك موجود هنا |
| Artık kaynağınla görüşmelerinizi güvenli bir evde yapmanızın zamanı geldi. | Open Subtitles | حان وقت جعل مقابلاتك مع مصدرك في منزل آمن |
| Senden hızlı bir şekilde kaynağın ile konuşmanı ve videonun takası için anlaşmanı istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد منكِ ان تجعلي مصدرك يوافق على تبادل الشريط بسرعة وماذا إن سأل عن المال؟ |
| Haber kaynağın, sonbaharda boşanma-- davası açtığımı bildirmedi mi? | Open Subtitles | وهل ذكر مصدرك انني قمت بطلب الطلاق الربيع الفائت؟ |
| Ve sana bir kez daha bu haberi veren haber kaynağın mıydı? | Open Subtitles | وانه مصدرك ثانية هو الذى أعطاك مرة اخرى هذه المعلومة ؟ |
| FBI'daki kaynağın bize Başkan'ın otopsi kopyasını gönderebilir. | Open Subtitles | مصدرك بداخل المباحث الفيدرالية بوسعه أن يعثر لنا نسخة من نتائج الطبيب الشرعي |
| Eğer kaynağın doğruysa, ve tabii bu kaynaktan bilginin 22 yıldır haber alınmayan biri hakkında olduğu düşünülürse. | Open Subtitles | هذا بافتراض أنّ مصدرك السرّيّ مصيب وبافتراض أنّه يشير إلى تواجد رجل لمْ يُسمع عنه شيء طيلة 22 عاماً |
| kaynağın ağzına Beretta 9mm Nano dayayıp tetiği çektiğinde bu ihtimal ortadan kalktı. | Open Subtitles | حسنا، هذا الخيار لم يعد مطروحًا حين وضع مصدرك مسدسًا عيار 9 ملم في فمها وضغطت على الزناد. |
| O deli kaynağını hemen ofisime getir. | Open Subtitles | اجلبي مصدرك المعتوه ذاك الى الاستوديو حالا |
| Ve kaynağını belirtmemek için bana ilahiyat zırvaları anlatma. | Open Subtitles | و لا تلقي علي محاضرة فلسفية عن ضرورة عدم كشف مصدرك |
| Seni sorgulamaya alırlar ve kaynağını açıklayana kadar bırakmazlardı. | Open Subtitles | وسيأخذونك للاستجواب، ولن يسمحوا بخروجك قبل أن تكشف عن مصدرك. |
| kaynağınız ben ya da Peter değilse, hiçbir şey bilmiyor demektir. | Open Subtitles | عندما تقول "مصدرك" فهو ليس أنا ولا "بيتر" لا يعرفون هذا |
| - kaynağınız büyük bir sorunla karşı karşıya. | Open Subtitles | مصدرك سيعرضك للكثير من المتاعب |
| Manhattan sosyetesinin skandallarla dolu hayatlarına dair tek kaynağınız. | Open Subtitles | .."هنا "فتـاة النميمـة .. مصدرك الاول والوحيد |
| kaynağının gizli olması ya da ona verdiğin vaatler beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | لا يهمني إذا كان مصدرك سري أو أي وعود أعطيته إياه |
| kaynağının ne kadar güvenilir olduğunu kontrol etmelisin. | Open Subtitles | أصبت، وعليك أن تتحققي من مدى امكانية الاعتماد على مصدرك ذاك. |
| Esas hikâye kaynağınla canlı yayında röportajdı ama adam gelmedi. O kadar. | Open Subtitles | يفترض ان يكون اللقاء مباشر مع مصدرك |
| Ama kaynağına göre uyanık olduğu her saati kuytu bir barda geçiriyormuş. | Open Subtitles | و لكن مصدرك قال انه يقضي معظم وقته في زورق مائي |
| FBI'daki kaynağından kontrol ettirmeni istiyorum. Bakalım ajan ne kadarını biliyor. | Open Subtitles | أحتاج منك التدقق مع مصدرك بالوكالة وتعرف ما مقدار علمها |
| - Oradaki Bağlantından ne haber? | Open Subtitles | -ماذا عن مصدرك هناك ؟ -من , (شونج)؟ |