Bay Burns fabrikasını geri aldı ve ben onu solmuş ruhunda insanlık kırıntıları bulduğumu düşünerek mutlu oluyorum. | Open Subtitles | استعاد السيد بيرنز مصنعه وأنا أحب أن أعتقد أني وجدت جزءاً صغيراً من الإنسانية في روحه الزابلة |
Bombanın parçası Rio fabrikasını işaret ediyor. | Open Subtitles | بقايا شظايا القنبله تعود إلى مصنعه فى ريو |
Faaliyette bulunduğu yedi ay b0yunca Schindler'in Brinnlitz silah fabrikası bir üretimsizlik timsaliydi. | Open Subtitles | خلال 7 أشهر أصبحت ثروة شيندلر لاشئ و كان مصنعه فاشلا |
"Schindler'in Brinnlitz'deki cephane fabrikası faaliyette bulunduğu..." "...yedi ay boyunca hiç üretim yapmadı." | Open Subtitles | خلال 7 أشهر أصبحت ثروة شيندلر لاشئ و كان مصنعه فاشلا |
Bir ay sonra kardeşi işkence gördükten ve fabrikasına devletin el koymasından sonra, o da büyükannemi takip etti. | TED | لحق بها بعد شهر، بعد أن تم تعذيب إخوته واستولت الحكومة على مصنعه. |
Ona "efendim" diyorum. Beni fabrikasında çalıştırıyor ve mühendislik okutuyor. | Open Subtitles | أجبرني على العمل في مصنعه و دراسة الهندسة |
"Çikolata fabrikasını ebediyen kapattığını duyurdu." | Open Subtitles | وأعلن إنه سيغلق مصنعه للشوكولاتة للأبد |
Neden birileri kendi fabrikasını havaya uçursun ki? | Open Subtitles | لماذا سيودّ أحدهم تفجير مصنعه ؟ |
Yıllarca saklandıktan sonra gizemli ve eksantrik bira üstadı Pawtucket Pat kimsenin görmediği bira fabrikasını birkaç şanslı kişiye açacağını söyledi. | Open Subtitles | "الغامض وغريب الأطوار (باوتكيت بات)" "قال بأنه سيفتح مصنعه للخمور ليراه القليل من المحظوظين" |
Çünkü fabrikasını kaybetti. | Open Subtitles | لأنه خسر مصنعه. |
fabrikasını yapması için Carlos'a beş milyon dolar vereceğim şart yok, koşul yok. | Open Subtitles | لذا سأعطي (كارلوس) الخمس مليون لينشئ مصنعه |
Tim, Martin Mueller'e cephane fabrikasını Martin Mueller Modern sanat Müzesi'ne dönüştürmesine yardımcı oldu. | Open Subtitles | (ذهب (تيم) لمساعدة (مارتن ميولر في تحويل مصنعه للذخائر الى متحف (مارتن ميولر) للفن الحديث |
Bay Lin'in fabrikası çalışmaya devam ederse müvekkilimin anlaşmasını kasten ihmal edecek ...PRC Hukuk prosedürlerine göre bir sonraki telefon konuşmamda mahkeme kararını hallederim | Open Subtitles | إذا بقي السيد لين يركض في مصنعه هو سَيَكُونُ قد خرق القانون زبوني متعمدا وايضا في مكالمتي القادمة |
Ve bu suçlamaları ortaya çıkarsa suç isnadı ile karşı karşıya kalıp fabrikası kapatılacaktır. | Open Subtitles | ولو انتشرت ادّعاءاتها، فإنّه سيُواجه إتهامات جنائيّة وسيتمّ غلق مصنعه. |
3 çocuğu ve fabrikası kaybedip ailesinin yanına dönmek zorunda kalan ve açlıktan ölen şu dul adam için çıldıran kadını düşünsene. | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أن النساء... يٌجنون عندما يرون أرملاَ جائعاَ قد فقد مصنعه مع ثلاثة أطفال... |
Bu onun talih kurabiyesi fabrikası değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا مصنعه ثروة كوكي؟ |
fabrikası... | Open Subtitles | مصنعه ... |
Yurtdışından gelen sandıklar Fransız gümrüklerinden geçip onun fabrikasına gidiyorlarmış. | Open Subtitles | صناديق من خارج البلاد وصلت إلى مصنعه بعد مرورها بالجمارك الفرنسية |
Parşömeni bulan kişi ve seçeceği bir ziyaretçi, büyülü bira fabrikasına gidecek ve ömür boyu bira hakkı kazanacak. | Open Subtitles | "كل رابح محظوظ وضيف من إختياره سيأخذ جولة في مصنعه" "ويغادر بإمداد للبيرة مدى الحياة" |
Ve Altaf o paraları kendi fabrikasına götürdü. | Open Subtitles | و ( الطاف ) اخذ هذه المال الى مصنعه |
Onun lanet fabrikasında çalışacak değilim. | Open Subtitles | أنا لا أعتزم العمل في مصنعه اللعين |
Smallville'deki fabrikasında bana bir şey yaptılar. | Open Subtitles | لقد فعلوا بي شيئاً ما في مصنعه في (سمولفيل) |