Denizaltı elimize geçtiğinde kartondan yapılmış olduğunu gördüğüm zaman biraz şüphelendiğimi söylemeliyim. | Open Subtitles | لكنني أعترف أنني كنت خرافي قليلاً عندما وصلت بالبريد ووجدتها مصنوعةً من لوح الكرتون |
Çalınan malzemelerle yapılmış bir nükleer bomba olmasından korkuluyor. | Open Subtitles | إنَّ الخوفَ يكمن في كونها قنبلةً قذرة مصنوعةً من مواد نوويةٍ مسروقة |
Uçup gitmesini engellemek için kurşundan yapılmış ayakkabılar giymek zorundaymış. | Open Subtitles | وكانَ عليها أن ترتدي أحذيةً خاصةً مصنوعةً من الرصاص لتمنعها مِن الطيران |