"مصيري" - Translation from Arabic to Turkish

• kaderimi
• kaderim
• kaderimin
• önemli
• kaderime
• Kaderimde
• kaderimden
• sonum
• Kaderimle
• kaderimsin
• Kaderin
• alın yazım

Bu yüzden senden sırf kendim için kaderimi değiştirmeni isteyemem.
لذلك لا يمكنني أن أطلب منك تغيير مصيري من أجلي

Her zaman istediğim özgürlüğe sonunda sahibim. Kendi kaderimi seçebilme özgürlüğü.
أخيرًا نلت الحرية التي أردتها دومًا، نلت القدرة على اختيار مصيري.

Küçük bir kızken, herkes şarkı söylemenin kaderim olduğunu söylerdi,
عندما كنت فتاة صغيرة كان الجميع يقول لي الغناء مصيري

İş aldığım zaman kovuluyorum, çünkü uğursuz bir kaderim var.
لأنه أينما أتخذ عملاً يتم فصلي منه بسبب مصيري المشؤوم

Ne olacağım hakkında kendime ait bir kaderimin olup olmayacağı konusunda.
ما الذي يجب علي فعله إن أردت أن يكون لي مصيري الخاص

Kusura bakma ama bu vermem gereken önemli bir karar.
آسفة للغاية، ولكن هذا قرار مصيري نوعاً ما عليّ إتخاذه.

Ona hayatımda ilk kez kendi kaderime kendim karar verdiğimi söyle.
بماذا سأخبر أمك؟ أخبرها أنّي لأوّل مرّة في حياتي أقرر مصيري.

Bu küçük fotoğrafın bütün kaderimi etkilemesine izin veremem.
لن أدع تلك الصورة الصغيرة تحدد مصيري بأكمله.

Benim için en önemli şey kaderimi çizme özgürlüğüdür.
أنا معلّم تاريخ ..والحريّة لتقرير مصيري الخاص, هي أهم شيء بالنسبة لي

Evet. Yaşamımı kabul etmeli ve kendi kaderimi çizmeliyim.
نعم، لا بد أن أرضى بحياتي وأن أكوّن مصيري بنفسي

Neden şimdi yapmıyorsun? Çünkü kendi kaderimi biliyorum. Seni alaşağı etmek Avatar'ın kaderi.
لأنني أعرف مصيري و هزيمتك هو مصير الأفاتار

Mükemmel kaderimi duyduğunu ve onu saraya aldırmamı rica ettiğini söylüyor.
تقول بأنها قد سمعت عن مصيري العظيم وأن كنت سأرضى الآن بالإرسال لتعيينها في البلاط

kaderim depremlerle derinden ilişkili görünüyor.
يبدو أن مصيري مرتبط بشدة بالهزات الارضية.

Bu benim kaderim. Ayı ve Su kabilesini yok etmek.
انه مصيري ان ادمر القمر ومعه قبيلة الماء

Çünkü şu karıştırıcıyı devre dışı bırakmanın benim kaderim olduğunu sen söyledin.
لأنّك قلت أنّ مصيري سيكون في إغلاق ذلك المشوّش

Ve biliyorum ki, benim kaderim sana dünyada dengeyi yeniden sağlaman için yardım etmek.
أنا أعلم أن مصيري أن أساعدك لتعيد التوازن إلى العالم

Bütün hayatım boyunca, ne... ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yoktu, ne olacağım hakkında kendime ait bir kaderimin olup olmayacağı konusunda...
لا أعرف ما يجب علي فعله ما الذي يجب علي فعله إن أردت أن يكون لي مصيري الخاص أعدك أننا سنتكلم بخصوص هذا لاحقاً , مفهوم؟

Ve kaderimin, dünyaya yeniden denge getirmeniz için size yardım etmek olduğunu biliyorum.
و أنا أعرف أن مصيري أن أساعدك لتعيد التوازن إلى العالم

Ve konuştuğumuz gibi kaderime karar veriyorlar.
وهم يقررون مصيري في الوقت الذي نتحدث فيه الان

Ama şu anda Kaderimde yazılı olanın, onu Ateş Ulusu'ndan geri almak olduğunu görüyorum.
و الآن فقط أنا أرى ان مصيري هو في إسترجاعها من عشيرة النار

Hâlâ bir şansın olduğunu ve benim kaderimden kaçabileceğini söylemek için geldim.
جئت لأحذرك... من أنك لا تزال لديك الفرصة... والأمل للإفلات من مصيري

Bunun olacağını bana gösterdi ki, sonum onun gibi olmasın.
جعلتني أرى بأن هذا سيحدث حتى لا يكون مصيري كمصيرها

- Geç gelebilirim. Kaderimle yüzleşeceğim.
- إنه وقت متأخر بالليل، لكني سأواجه مصيري

"Güneşim, gölgem ve kaderimsin."
"أنت لي الشمس والظل، مصيري".

Kaderin bana verdiklerini iyilik için kullanmaya işte o zaman söz verdim.
ومن حينها ولقد قطعت وعدا على نفسي ان افعل شيئا جيدا بيدي اتعامل مع مصيري

Yaşıyor olmamın suçu, bunu kaderim, alın yazım olarak kabul etmeye ve amacım olarak benimsemeye başlamamın suçu.
الذنب على كوني لازلت حيًا, والذنب لكوني تقبّلت الأمر.. وكأنه مصيري و قدري.. وبدأت بإعتناقه وكأنه غايتي