Bak Victor ile kalmak zorunda değilsin. Bir evin var. | Open Subtitles | (لستِ مضطرة للبقاء مع (فيكتور لديكِ منزلك |
Artık burada kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لستِ مضطرة للبقاء هنا |
Burada kalmak zorunda kaldığın için üzgünüm. | Open Subtitles | آسف أنك مضطرة للبقاء هنا |
Özür dilerim Don. Dükkanda bir kaç saat daha kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | آسفة يا (دون) أنا مضطرة للبقاء في المتجر لعدة ساعات أخرى |
Özür dilerim Don dükkanda bir kaç saat daha kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | آسفة يا (دون) أنا مضطرة للبقاء في المتجر بضعة ساعات أخرى |
BlueBell'de artık kalmak zorunda olmazsın. | Open Subtitles | لستِ مضطرة للبقاء في (بلوبيل) دقيقة أخرى |
- Audrey, istemiyorsan burada kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | (أودري)، لستِ مضطرة للبقاء هنا إذا كنت لا تريدين ذلك. |
Yüzbaşı Gregson burası için güvenlik önlemleri aldı ama kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | سبق وأن عَين النقيب (جريجسون) شرطة بثياب مدنية إلى وسط المدينة. لكنكِ لستِ مضطرة للبقاء. |
- ...hayatım daha katlanılır olur. - O adamla kalmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | سيهون من الأمر لستِ مضطرة للبقاء معه - |
Özür dilerim Don dükkanda bir kaç saat daha kalmam gerekiyor. | Open Subtitles | آسفة يا (دون) أنا مضطرة للبقاء بالمتجر لعدة ساعات أخرى |