Umarım durum anlaşılmıştır, bana karşı bir tutku suçu işlendi. Karşılık vermek zorundaydım. | Open Subtitles | أتمنى أن يعتبروه جريمه أنفعاليه كنت مضطره أن انتقم |
Bunu yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | كنت مضطره لفعلها. مــنـــتـــــديـــــات الـــكـــــيـــــــف |
Yoksa imzalamayacaktı. Yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | لم يكون يريد أن يوقع وانا كنت مضطره |
Hemen imzalaman gerekmiyor. Ben hemen imzalamak istiyorum. Eğer fikrini değiştirirsen... | Open Subtitles | لست مضطره ان توقعيها الآن اريد توقيعها الآن إذا غيرت رأيك |
Yangın Dairesi şansını kaybettiren kişi olarak da kasabayla yüzleşmem gerekmiyor. | Open Subtitles | و لست مضطره لمواجهه اهل البلده وانا اعلم انى خربت فرصتهم فى الحصول على محطه اطفاء |
Mecbur değilsin. Ağırdan alırız. | Open Subtitles | لستى مضطره اقصد , يمكن أن تأخذ الأمر بهدوء |
- Söylemek zorundaydım tatlım. | Open Subtitles | ؟ ؟ كنت مضطره,يا حبيبى |
Çıkmak zorundaydım. | Open Subtitles | كنت مضطره للرحيل |
zorundaydım. | Open Subtitles | كنت مضطره |
Görüşmelere katılıp basına konuşman gerekmiyor. | Open Subtitles | لست مضطره للفعاليات أو الصحافة |
Gitmem gerekmiyor. | Open Subtitles | لست مضطره للذهاب |
- Olman gerekmiyor. | Open Subtitles | -لست مضطره لذلك |
Mecbur olmasan, orada kalır mıydın? | Open Subtitles | أتنامين هناك إن لم تكونى مضطره لذلك ؟ |
Eğer Mecbur kalırsam, evet. Onu burada bırakamam. | Open Subtitles | أجل، أنا مضطره لذلك لا يمكنني تركه هنا |
Ama bunu Mecbur kalmadım. | Open Subtitles | لكنى غير مضطره لذلك |