- Beni dinlemek zorunda değiller. | Open Subtitles | مغزى كسر رابطة الاستسياد هو التحرر ليسوا مضطرّون للإنصات إليّ |
Ve bir arkadaşım bana bir hikaye anlattı: sırf eve gidip beklemek zorunda kalmamışlar, ama sonra mühendisler, sonunda geldiklerinde, üçüncü seferde, birini aramaları gerekiyormuş. | TED | كان أحد أصدقائي يحكي لي قصة ما. أنهم لم يأتوا فقط إليه وهم مضطرّون إلى الانتظار، لكن المهندسين، عندما كانوا على وشك الانتهاء منها، للمرة الثالثة، كان عليهم الاتصال بشخص ما. |
Böyle olmak zorunda olduğu için üzgünüm. | Open Subtitles | يؤسفني أننا مضطرّون لهذه النهاية. |
Bu aptal düğüne neden gitmek zorundayız ki? | Open Subtitles | و لماذا أصلاً نحن مضطرّون للذهاب إلى هذا الزفاف الغبى؟ |
- Gitmek zorundayız. | Open Subtitles | نحن مضطرّون لذلك إن أردنا العثور على الباب قبل المساء |
Bir de çalmak zorunda mıyız? | Open Subtitles | أنحن مضطرّون للسرقة أيضاً؟ |
Merak etme. Artık Shira'ya bekçilik yapmak zorunda olmadığımız için kolay olacaktır. | Open Subtitles | لا تقلق، الأمر سيكون هيّنًا طالما لم نعُد مضطرّون لحراسة (شيرا). |
Baba, gitmek zorunda mıyız? | Open Subtitles | أبي، أنحن مضطرّون للذّهاب؟ |
Birlik'in tehdidi yüzünden. Onunla çalışmak zorundayız. | Open Subtitles | بسبب تهديد الاتّحاد، فإنّنا مضطرّون للعمل معه. |