"مضلل" - Translation from Arabic to Turkish

    • kandırıyor
        
    • yanıltıcı
        
    • Dikkatlerini
        
    • yanlış yola sapmış
        
    • yanlış yönlendirilmiş
        
    "Yaramaz kalbim kandırıyor." Open Subtitles "قلب شقي مضلل."
    "Yaramaz kalbim kandırıyor." Open Subtitles "قلب شقي مضلل."
    Durum şu ki, defin alanlarının yüksek masrafı aslında çok yanıltıcı. TED الشيئ الجدير بالذكر هو أن السعر المرتفع لهذه الأراضي المعدة للدفن هو في الواقع مضلل جدًا.
    Ve Sweets, boşmuş gibi yanıltıcı olsa da. Open Subtitles وسويتس ولو أن ذكاءه مضلل لدرجة أنه لا يحوي أي معنى
    Dikkatlerini bu yöne çekeceğiz, dikenli telleri buradan yarıp makineli tüfek yuvalarını susturacağız. Open Subtitles حسناً. سنقوم بهجوم مضلل هنا، قطع السلك هنا، اطلقوا النار على كل مواقع الاسلحة الرشاشة
    İnançlı ama feci şekilde yanlış yola sapmış bir adam. Open Subtitles رجل بقناعة كبيرة لكن مضلل بشكل مأساوي
    Oğlunuzun bu yanlış yönlendirilmiş, yanlış kavranmış kafirce inançlarının sizin yemekhanenizde bir isyana sebep olmasına ne dersiniz? Open Subtitles كيف سيكون شعورك اذا كان ابنك مضلل ,في غير مكانه اعتقادات الألحاد تسببت بشغب في قاعة الطعام الخاصة بك
    "Yaramaz kalbim kandırıyor." Open Subtitles "و القلب مطيع مضلل للغاية."
    "Yaramaz kalbim kandırıyor." Open Subtitles "قلب شقي مضلل."
    "Yaramaz kalbim kandırıyor." Open Subtitles "قلب شقي مضلل."
    "Yaramaz kalbim kandırıyor." Open Subtitles "قلب شقي مضلل."
    Bu örnek biraz yanıltıcı, çünkü gaz parçacıklarının yüksek kinetik enerjileri dolayısıyla gazlar çok yer kaplar ve atomlar olduklarından büyükmüş gibi gelebilir. TED هذا المثال مضلل نوعا ما، لأن الغازات تحتل الكثير من المساحة نظرا للطاقة الحركية العالية لجسيمات الغاز، وتتركك تظن بأن الذرات أكبر مما هي عليه بالفعل.
    Bu yanıltıcı başlık oldu. Open Subtitles لقد كان عنوان مضلل.
    Görsel olarak aslında yanıltıcı olabiliyor. Open Subtitles المظهر الخارجي مضلل
    Bu yanıltıcı bir şey. Open Subtitles هذا مضلل
    Şu kamyonu patlatabiliriz Dikkatlerini o yöne çeker ve onları şaşırtırız. Open Subtitles بإمكاننا تفجير تلك الشاحنة وعمل هجوم مضلل وتضليلهم
    Belki Dikkatlerini çekecek bir şeyler bulabilirim. Open Subtitles ربما هناك طريقة أكشفهم بها , نقوم بهجوم مضلل
    - Sen hayatımda gördüğüm en üzgün yanlış yola sapmış insansın. Open Subtitles أنت غالباً أكثر شخص حزين مضلل
    Ted Kaczynski, George Metesky gibi diğer seri bombacıları topluma karşı yanlış yönlendirilmiş kin motive ediyordu ama Bensonhurst Bombacısı daha karanlık bir şeyle hareket ediyordu. Open Subtitles المفجرين المتسلسلين الأخرون تيد كازينسكى و جورج ماتيسكى تم تشجيعهم بحقد مضلل ضد المجتمع لكن مفجر بينسنهرست
    Baştan beri yanlış yönlendirilmiş olduğunu gördü. Open Subtitles هذا الشعور عندما جاء له كان مضلل تماما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more