"مضيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • parlak
        
    • aydınlık
        
    • yanıyor
        
    • parlayan
        
    • parlıyor
        
    • bir hayır
        
    • koyu
        
    • ışıklı
        
    Köyün duvarlarına yaklaştıklarında gökyüzünde parlak bir yıldız kayıyor— başka bir kehanet daha, ama neyin kehaneti? TED وهم يقتربون من أسوار القرية يضرب شعاع مضيء السماء إنه طالع آخر، ولكن عن ماذا؟
    Gözlerine dikkat Jerry. Bunları çıkaracağım. Biraz parlak olabilir, tamam mı? Open Subtitles لطفاً بعينيك يا جيرى , سأخلع الغمامة الان المكان مضيء قليلاً هنا
    Işıkta geçireceği bir kaç saat Jack'i parlak bir çocuk yapar. Open Subtitles عدة ساعات من الضوء ستجعل من جاك فتاً مضيء
    Sen hayatıma giren en aydınlık şeydin. Open Subtitles كنتِ أكثر شيء مضيء على الإطلاق قدم إلى حياتي
    Onun da kalbi yanıyor Open Subtitles قلبها ايضا مضيء
    Gece yüzü parlayan bir maymun görürsek... eşyalarımızı çalan yaramazı tanıyacağım. Open Subtitles لذا، إذا رأينا قرد مضيء الوجه أثناء اللّيل، سأتعرّف على ذلك المشاغب الذي كان يسرق منا الأشياء.
    Becca, sen dünyadaki en güzel kızsın ve... mutlu olduğunda yüzün parlıyor. Open Subtitles بيكا انت اجمل فتاه في هذا العالم و عندما تكوني سعيده يكون و جهك مضيء جدا
    Ya da "Her şeyde bir hayır vardır" nasıl? Open Subtitles او ماذا رايك حول السحابة لها جانب مضيء ؟
    parlak göklerden ayırmayın Bir yıldız doğdu. Open Subtitles ـ على مرمى البصر النجم ـ محترق مضيء لامع محترق لقد ولد نجم
    Sana parlak bir gelecek sunmak için ne gerekirse yapacağımıza söz verdik. Open Subtitles ووعدنا انفسنا ان نفعل مابوسعنا لنجعل هذا يعمل ونعطيك مستقبل مضيء
    parlak düzenli ritmik ışıklar yayan? Open Subtitles شيء مضيء بشدّة ذو مخرج إضائة متناظرة إيقاعياً؟
    Görünen bir yıldızın parlaklığını kullanarak Dünya'dan uzaklığını ölçmek istiyorsanız yıldızın aslında ne kadar parlak olduğunu bilmeniz gerek. Open Subtitles إذا اردت إسْتِعْمال سطوع النجم كما يرى من سطح الأرض لقياس مسافته، عندئذ عليك أن تعرف كم هو مضيء هذا النجم في الواقع.
    Tamam, ama bizim için kolay olsa iyi olur çünkü o adamların küçük parlak bir perisi var ve onlara doğru yolu gösteriyor. Open Subtitles أوافقك، لكننا نودها أن تكون سهلة المنال لنا لأن الشريرين لديهما عفريت مضيء سيقودهما إليها مباشرة.
    Ve parlak bir yıldız olan Deneb var. TED ويوجد نجم مضيء أسمه " دينيب " , لنختار " دينيب " إذا
    Çok parlak! Dayanamıyorum! Evet. Open Subtitles هذا مضيء جدا وانا لا استطيع تحملة
    aydınlık, havadar ve tavanlar oldukça yüksek. Open Subtitles إنّه مضيء ومتجدد الهواء والأسقف مرتفعة للغاية.
    Dünyamız günün her saatinde aydınlık. TED عالمنا هو مضيء 24 ساعة في اليوم.
    - Ben... Burası çok aydınlık! Open Subtitles المكان مضيء جداً هنا
    Onun da kalbi yanıyor Open Subtitles قلبها ايضا مضيء
    Karanlıkta parlayan balık. Open Subtitles ! ... سمك مضيء في الظلام
    Bak, gün ve güneş parlıyor. Open Subtitles "أنظر ،، إن النهار مضيء و مشمس "
    Sanırım her trajedide bir hayır vardır. Open Subtitles أعتقد أن هناك جانب مضيء إلى كل مأساة.
    Âdem göze çarpıyor, koyu bir fonda açık renkli bir figür. TED يظهر آدم في المشهد، مخلوق مضيء على خلفية مظلمة.
    Ben de, kumaş ve sahte-gözler kullanarak öğrencilerin ışıklı bir nesne yaratabileceği bir proje prototipi oluşturdum. TED وبدأتُ النموذج الأولي حيث يمكنُ للطلاب بناء كائن مضيء باستخدام القماش والعيون البلاستيكية البارزة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more