Her şey yazılmış. Patenti burada ihlal etmeye başlamışlar. | Open Subtitles | كل شئ مطبوع هنا هنا بدأوا ينتهكون الرخصة |
Bates cinayetinden bir ay sonra 29 Kasımda Riverside gazetesine daktilo ile yazılmış bir mektup gönderildi. | Open Subtitles | إعتراف مطبوع أرسل إلى مؤسسة الضفة الصحفية في التاسع والعشرون من نوفمبر شهر بعد مقتل بيتس |
Fakat, bir madde daha var; bu da teknolojinin sağlayabileceği faydalar çünkü bu basılmış statik bir içerik değil. | TED | ما زال هناك عنصر آخر، وهو الفوائد التي يمكن للتقنية أن تصنعها، لأنها ليست محتوى مطبوع وثابت. |
Belki. Mor ötesi mürekkep bu. Şeffaf plâstik üstüne basılmış. | Open Subtitles | من الختم ربما، يمكن أن يكون حبر فوق بنفسجي مطبوع على الصفح |
Üzerinde 1984'te basıldığı yazıyor. Şaka dükkanı filan mı soydun? | Open Subtitles | مكتوب أنه مطبوع في العام 1984 ماذا سرقت آلة الزمن؟ |
Artık kitap oldu, aman ne iyi. | Open Subtitles | و الآن أنظر, إنه مطبوع في كتاب, هذا رائع |
Üzerindeki kelimeler megafon şeklinde yazılmış. | Open Subtitles | بأزرقٍ غامق وفاتح وبأبيضٍ مطبوع وبكلمات منقوشه على شكل مكبر الصوت |
Büyük harfle yazılmış. | Open Subtitles | إنه مطبوع ، كله بالحروف الكبيرة |
Yapıyorsa da, Singapore'dan gelen bir kap şamanın verdiği bir kaşık ve Swahili'de yazılmış bir kitap kullanıyordur. | Open Subtitles | لو كان كذلك فهو بأواني من " سنغافورة " وبملعقة من وسيط روحاني وكتاب طبخ مطبوع في " سواهيوي " |
3 sayfa, daktiloyla yazılmış, tek aralıklı. | Open Subtitles | من ثلاث صفحات مطبوع على الحاسوب |
Adresin elle yazılmış, ama bu daktilo edilmiş. | Open Subtitles | عنوانك مكتوب باليد لكنه مطبوع |
Kafa derisinde lezyona sebep olan bir şeyle basılmış. | Open Subtitles | مطبوع من شيء على أي سبب الآفة في فروة الرأس. |
Bizim bilgilerimizi, tarihimizi, gelişmemizi saklama yöntemimiz genellikle ya bilgisayar CD'leri ya da bunun gibi basılmış kağıtlardır. | Open Subtitles | أشكال غنيمة معارفنا ومعلوماتنا وتاريخنا و تقدمنا أمّا في شكل حاسب أو باسطوانة أو على ورق مطبوع كهذا. |
Bu düz bir bez üzerine basılmış. | Open Subtitles | أنها قماش عادي مطبوع عليه صورة. |
Üstüne yeşil renkte bir şekil basılmış. | Open Subtitles | شيء بشكل أخضر مطبوع عليه |
- İnce parşömene basılmış. | Open Subtitles | مطبوع على الورق الرقي |
-sezgili ve olanüstü duyarlı bir insandır. -Alnımda enayi mi yazıyor? | Open Subtitles | ـ كان لها أثر كبير في الكثير من القضايا ـ هل ترى مطبوع على جبيني كلمة أحمق؟ |
Anahtarlıkta ne yazıyor? | Open Subtitles | . مفاتيحه فقط هل هناك شيء مطبوع على سلسلة المفاتيح ؟ |
Üzerinde bir şey yazıyor. | Open Subtitles | هناك شيء مطبوع على هذا. |
Kişi tarafından yayınlanmış isimsiz bir kitap. | Open Subtitles | إنه مطبوع مجهول ومنشور بشكل شخصي، |
Gömleğimin üstünde, Üzerinde ismimin yazılı olduğu ince, plastik bir kart görüyor musunuz? | Open Subtitles | هل ترى بطاقة بلاستيكية مشبوكة على قميصي واسمي مطبوع عليها? |