Herkes gayet iyi. Vikram'ın babasının yeni bir restoranı var. | Open Subtitles | افتتح والد (فيكرام) مطعمًا جديدًا و (فيكرام) يعمل فيه حاليًا |
Orada duran adamın restoranı var. | Open Subtitles | ذلك الرجل هناك يملك مطعمًا. |
Bir tane harika restoran 50 tane orta düzeyden iyidir. - Evet, evet, evet. | Open Subtitles | من الأفضل أن يكون مطعم واحد رائع من أن يكون 50 مطعمًا متوسطًا. |
Ayrıca ana yemek olarak Rachmaninov piyano konçertoları ve tatlı olarak Bjork veya Madonna; gerçekten şarkı yiyebileceğiniz ilginç bir restoran olurdu. | TED | وأيضا، القليل من حفلات البيانو لرحمانينوف كطبقٍ رئيسي، وبعض حلويات بيورك أو مادونا، سيكون ذلك مطعمًا مثيرًا للغاية حيث يمكنك أن تأكل الأغاني فعلًا. |
Bir adamı öldürmek için restoran patlatmada sorun görmedi adam. | Open Subtitles | لقد نسف مطعمًا لقتل رجل واحد. |
Burada bir restoran açmak istiyorum. | Open Subtitles | أريدُ بأن أفتحَ مطعمًا هنا. |
Olay sadece bir restoran değil. | Open Subtitles | إنهُ ليس مطعمًا فحسب. |