Montero'yu bir halk müzesinde bıçaklanmış olarak bulduk. Bir adamı bu şekilde öldürür müydün? | Open Subtitles | وجدناه مطعون وينزف في المتحف العام فهل تقتل رجلاً بهذه الطريقة؟ |
Kurban masasının başındaki sandalyede oturuyordu yüzü yumruklanmış, iki kez bıçaklanmış, boğazı kesilmiş. | Open Subtitles | وجد الضحية جالساً على كرسي المكتب مثقوب الوجه مطعون مرتين |
- Rikers'tan gelen bir mahkûm var. Karnının hemen altından bıçaklanmış, nabzı düşük, kan basıncı 90 ile 60 arasında. | Open Subtitles | لدي سجين من رايكرز ، مطعون أسفل البطن نبضه مخيف 90 على 60 |
Başkan Adam West'in yardımcısı, başkanın evinde bıçaklanmış hâlde bulundu. | Open Subtitles | أحد مساعدي العمدة آدم ويست قد وجد مطعون حتى الموت في قصر العمدة |
Tahta kaşıklarla dürtüp durmuşsun adamı. | Open Subtitles | وقال كنت مطعون في وجهه مع الملاعق الخشبية. |
Bu gece bıçaklanmak istemiyorum. | Open Subtitles | انا حقاً احس وكأنني مطعون الليلة |
Başkan Adam West'in yardımcısı, başkanın evinde bıçaklanmış hâlde bulundu. | Open Subtitles | وجد قد ويست آدم العمدة مساعدي أحد العمدة قصر في الموت حتى مطعون |
Brooklyn'de bir sokakta bıçaklanmış halde bulundu. | Open Subtitles | وُجد مطعون حتي الموت في زقاق في بروكلين. |
Ambulans, erkek, göğüsünden bıçaklanmış, bilinç yok, nefes almıyor. | Open Subtitles | سيارة اسعاف رجل مطعون في الصدر فاقد الوعي لا يتنفس |
Gardiyanlar Darrel'ı sırtından bıçaklanmış halde bulmuş. | Open Subtitles | حسناً الضابط وجد " ديرل " مطعون في الخلف |
- Sırtından bıçaklanmış. | Open Subtitles | مطعون من الخلف ؟ |
-35 yaşında erkek, sırtından bıçaklanmış. | Open Subtitles | -ذكر - 35 سنة ، مطعون من الخلف |
Manken bıçaklanmış görünüyor fakat başka bir yerde karbon monoksitle zehirlenmiş bu da oksijenli kanı açıklıyor. | Open Subtitles | تبدو الدمية كشخص مطعون فقط. لقد تم تسميمه بأول أكسيد الكربون في مكان آخر... ذلك يفسر وجود الدم المؤكسد، ثم جلب إلى هنا... |
- Biri bıçaklanmış, diğeri ise boğulmuş. | Open Subtitles | -احدهم مطعون والآخر غريق |
- Evet, bıçaklanmış. | Open Subtitles | -أجل، مطعون |
- bıçaklanmış. | Open Subtitles | - مطعون - |
Luke bıçaklanmış. | Open Subtitles | ( لوك) مطعون. |
Bütün gün dürtüp kurcaladılar. | Open Subtitles | . مطعون و عرضة للوخز طوال النهار |
Boş ver. Bu gece bıçaklanmak istemiyorum. | Open Subtitles | انا حقاً احس وكأنني مطعون الليلة |