"معافاة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sağlıklı
        
    • salim
        
    Eğer erken bir safhada bu kurtçuklara yeni ilaçlarımızdan verirsek sağlıklı olduklarını ve normal ömürlerini yaşadıklarını görürüz. TED ولكن عندما نعطي دوائنا الجديد لهذه الديدان في مرحلة مبكرة، فسنرى أنها معافاة و تعيش فترة حياة طبيعية.
    Senin aklen sağlıklı olduğunu söylüyorlar ama senin deliliğin en kötüsünden. Open Subtitles قالت الطبيبة أنك معافاة نفسيًا لكني أظن أن جنونك هو أسوأ ضروب الجنون
    Sürekli yatakta olması gerekmeyen, her zaman huysuzluk edip dik dik bakmayan, güçlü ve sağlıklı bir kadınım. Open Subtitles أنا إمرأة معافاة لا تحتاج الذهاب إلى السرير في كل مرة تعطيها عجوز لئيمة نظرة
    Ameliyattan sonra, her şey yolunda giderse, göbek kordonunu keseceğiz ve sağlıklı bir kız çocuğu annesi olacaksın. Open Subtitles بعدالجراحة,لوكلشئ سارعلىمايرام, سنقطع الحبل السريّ و ستكونين والدة طفلة معافاة
    5 dakika önce polis karakoluna geldi. Sağ salim bir şekilde. Open Subtitles لقد دخلت قسم المدينة منذ 5 دقائق سليمة معافاة.
    sağlıklı bir kadının kalbinin iflas etmesi gibi. Open Subtitles ذلك لا يعني عدم وجود ألغاز مثل سبب قصور قلب امرأة معافاة
    Hayatımda gördüğüm, en sağlıklı ölüm döşeğindeki insan, o. Open Subtitles إنّه الرّجل الذي يحتضر الأكثر معافاة أراه مطلقا
    Elbette sağlıklı bir kadının yumurtası gerekiyor. Open Subtitles بالطبع سيتطلب ذلك رحم لإمرأة بشرية سليمة معافاة
    Aspirini sağlıklı erkeklere kalp krizinden korumaya yardımcı olarak veririz, fakat aspirini sağlıklı bir kadına vermenizin aslında zararlı olduğunu biliyor musunuz? TED حيث نعطي الأسبرين للرجال الأصحاء لمساعدتهم في منع إصابتهم بالنوية القلبية، لكن هل تعلمون أننا إذا أعطينا الأسبرين لامرأة معافاة صحيًأ فإنه في الواقع ضار؟
    Genç, sağlıklı bir kadın üçüncü çocuğunu doğurmak için hastaneye gidiyor ve... Open Subtitles امرأة صغيرة معافاة تدخل المستشفى لتضع طفلها الثالث...
    Kızım sağlıklı ve hayatta. Open Subtitles ولكنها على قيد الحياة و معافاة,
    Sesi sağlıklı geliyor. Open Subtitles يبدو أنها معافاة
    Ben sadece onun sağlıklı olmasını istedim. Open Subtitles أردتها ان تكون معافاة
    Gayet sağlıklı, küçük bir kız. Open Subtitles فتاة صغيرة صحيحة معافاة.
    Bu kadın tamamen sağlıklı görünüyor. Open Subtitles هذه المرأة تبدو معافاة تماما
    Bana gayet sağlıklı gözüktün. Open Subtitles تبدين معافاة جدا بالنسبة لي
    Biraz kestirdikten sonra at gibi sağlıklı olurum. Olivia neden oğlunu aramadın? Open Subtitles سأكون معافاة كالحصان بعد أخذ قيلولة. (أوليفيا)
    Fakat Geneti-Sharp'ın mucizevi teknolojisi sayesinde bugün sağlıklı bir kadınım. Open Subtitles ولكن شكراً لتكنولوجيا جينيتي شارب" المعجزة" واليوم أصبحت إمرأة ... معافاة وواثقة بنفسي
    Hücreler sağlıklı görünüyor. Open Subtitles الخلايا تبدو معافاة
    Ben sağlıklıyım, bebeğim de sağlıklı. Open Subtitles إنّي معافاة وكذلك ابنتي.
    Sağ salim doğurabildiğim için şükürler olsun. Open Subtitles الحمدلله هي قد ولدت آمنة و معافاة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more