"معاناتهم" - Translation from Arabic to Turkish

• acılarını
• acıları
• acılarına
• acılarından

Ama onların acılarını bizim dünyamıza getirerek paylaşmak dünyayı değiştirmiyor.
لكن دمج معاناتهم في حياتنا الخاصة لن تغيّر نهج العالم

Yemeğe ve kıyafete hiç ihtiyaç duymamış kişiler onların acılarını nasıl anlayabilir?
كيف يمكن للذين ليسوا بحاجة للغذاء والكساء فهم معاناتهم ؟

Bazı insanlar acılarını saklamak konusunda çok ustadır.
بعض الأشخاص بارعون جداً في إخفاء معاناتهم

Elimizden bir şey gelmez. En azından acıları dinecek.
لا يمكننا عمل شىء لهم على الاقل معاناتهم ستنتهى

- Bilirsin belki de acılarına karışmayıp onları uzatmamak daha iyi olur.
كما تعلم, اعتقد انه من الرحمة ان لانتدخل لكي لا نكثر معاناتهم.

Evet. "iblisin içinde sıkışırlar, ne yazık ki canlı olurlar, onların acılarından zevk duyduğu için ruhlarına işkence eder."
أجل، إنهم يُحصَرون بداخل الشيطان، و ماهو مُحزِن، بقاؤهم أحياء فهو يُعذّب أرواحهم بسبب فرحهم ليتغذّى من معاناتهم

acılarını dindirmek için onlara masallar anlatmış.
من أجل التخفيف من معاناتهم كانت تخبرهم بقصص خيالية

Ya kendi acılarını azaltmak için oğullarını döven babalar?
أو الآباء الذين يضربون أبناءهم ليخففوا بذلك من معاناتهم الشخصية؟

Ben sadece onların acılarını hafifletmek istiyorum. Şu saçmalığı bırakıp parayı konuşalım.
أنا فقط أساعدهم لتخفيف عن معاناتهم.

Onların acılarını yıkılmadan taşıyabilmek bizim en büyük yeteneğimiz.
إنها أعظم هبة نملكها... أن نحمل معاناتهم بدون أن نتحطم.

Hizmetçilerinin bile aileleri bilmeyi hak ediyor. Sevili tanrım, acılarını dindir. Sen oradaki...
حتى عائلات الخدم يجب أن يعلمو إلهي, اوقف معاناتهم ...أنتي هناك

acılarını karıştırmamıza gerek yok.
.لا ينبغي علينا بأن نزيد معاناتهم

Aziz Gerasimos yortusu günü hâlâ hastalarımızı o kutsal yere götürüp acıları dinsin diye dua ediyoruz.
في يوم عيد القدّيس جيرازموس ما زلنا نحضر مرضانا إلى المكان المقدّس ونصلّي لربما قد تتوقف معاناتهم

Bu insanlar acıları sonucu beynin potansiyelini açığa mı çıkardılar?
هل هؤلاء الأفراد من خلال معاناتهم يمكنهم أن يحرروا إمكانيات الدماغ؟

"İsa'nın çektiği acıların Dünya'yı kurtarması gibi, onların acıları da köyümüzü kurtaracak."
"معاناتهم ستنقذ القرية فقط كما أنقذت معاناة المسيح العالم"

Onlara benim hayaletim diyorum ve onların acılarına yakından şahit olarak, o acı sana da işliyor.
هؤلاء أسمهيم أشباحي، ولأنك شهدت معاناتهم عن قرب، فأنت تأخذ قدرا من هذه المعاناة على عاتقك.

Buranın halkı içkileri, acılarına son verecek antik bir şifa sanıyor.
الناس هنا تستخدم و تحتسي الخمر و كأنّه علاج قديم نوعاً ما بإمكانه أن يُحررهم من معاناتهم

Sevimli yavruların acılarına son vermek istemiyorsan bunu yapmak zorunda değilsin.
أنت لا تريد أن ترحم الكلاب الصغيرة من معاناتهم لا يجب عليك أن تفعل هذا