bir arada çalışmak zorundalar, gerçekten ama gerçekten yabancı bir ortam, ve onlar için gerçekten yabancı bir ortam çünkü sıradışı. | TED | ويتوجب عليهم العمل معا في بيئة خطرة جدًا جدًا، وهي فعلًا بيئة غريبة عليهم لأنها غير اعتيادية. |
Henüz sütten kesilmedikleri için çiftleşme zamanında kreş gibi bir arada oldukları yerlerde toplanır ve yalnızca beslenmek için annelerinin yanına giderler. | Open Subtitles | هم لم يفطموا في الوقت الأخدود والفرقة الكبيرة معا في دور الحضانه العودة الوحيد إلى أمهاتهم للتغذية |
Boston'da birlikte olacağız. Bence evlenmeliyiz. | Open Subtitles | سوف نكون معا في بوسطن وأعتقد بأننا يجب أن نتزوج. |
Danny, Vinny ve Porter halen Manhattan'da birlikte bir fon işletiyor. Bir Nobu'nunda olduğu yerde... | Open Subtitles | داني , فيني و بورتر , لا يزالزا يديروا شركة استثمار معا في مانهاتن |
O zaman son yazımızı Hamptons'ta birlikte geçirmediğimiz için pişman oluruz. | Open Subtitles | ونحن وأبوس]؛ ليرة لبنانية يندم دائما أن الصيف الماضي نحن ديدن أبوس]؛ ر قضاء معا في هامبتونز. |
Aslında, ben hala ikinizin en başta nasıl bir araya geldiğinizi bile anlayamadım. | Open Subtitles | حسنا، لا أستطيع أن أصدق لك اثنين حتى حصلت معا في المقام الأول. |
Ve en son öyle bir şey varmış gibi hissettiğim zaman, şey, seninle BlueBell Apalooza'da beraber çaldığımız zamandı. | Open Subtitles | وآخر مرة شعرت فيها ان لدي حقا شيئا فنىّ انها آخر مرة أنا وانت عزفنا معا في مهرجان بلوبيل الموسيقيّ |
Belki de çantasındaydı. Hilton Head'de birlikte oldukları zamandı, bu. Vay canına. | Open Subtitles | كان هذا عندما كانا معا في هيلتون هيد ماذا سنفعل |
Bak, bu gizemli sessiz adam tavrını takındığını biliyorum ama bu işte beraber çalışacaksak beni bilgilendirmek zorundasın. | Open Subtitles | أنظر، أعلم أنك تتقمص شخصية الصامت الغامض بمثالية لكن إن كنا سنعمل معا في هذا الأمر عليك أن تطلعني على كل شيء |
Niye bu konuda birlikte çalışamıyoruz anlayamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرى لماذا لا يمكننا العمل معا في هذا الشأن. |
İmparatorluk ne kadar güçlü ise nihai zaferle sonuçlanacak savaş beklentisi içinde kuvvetlerini bir arada tutar bir o kadar da iletişim ağını saldırıya açık duruma getirir... | Open Subtitles | ، كلما قوات مجموعتنا معا في انتظار وضع المعركة، كلّما كانت عمليّة التواصل مرهقة جداً |
..ve bu güzel tatilde bir arada olduğumuz için minnettarım Tanrım | Open Subtitles | و أنا شاكرة لأن بإمكاننا أن نكون معا في هذه الإجازة الرائعة |
Emin olmanız için sizin iyi birer Katolik olduğunuzu ve ikinizin günahlar içinde bir arada yaşamadığınızı biliyor. | Open Subtitles | فقط تاكد من ان يعرف ان كلاكما كاثوليكيان جيدان وانكما لاتعيشان معا في الخطيئة |
Eylül başında Clinton'da birlikte görülmüşler. | Open Subtitles | شوهدا معا في كلينتون في أوائل سبتمبر |
Bilirsin, seattle'da birlikte çalıştığımızda, | Open Subtitles | تعلم .. عندما كنا نعمل معا في سياتل |
San Francisco'da birlikte dans etmiştik. | Open Subtitles | كنا نرقص معا في سان فرانسيسكو. |
Los Angeles'ta. Daisy'yle ben Los Angeles'ta birlikte oturuyorduk. | Open Subtitles | أنا أقيم في لوس انجليس أنا و"ديزي" عشنا معا في لوس انجليس |
Stanford'ta birlikte yaşadığımız zaman, Kolej Teras'taki küçük evde? | Open Subtitles | بالواقع 3 سنوات "عندما كن نعيش معا في جامعة "ستانفورد .ذلك مكان الصغير في الجامعة |
Crestmont'ta birlikte çalışmadınız mı? | Open Subtitles | ألم تعملا معا في الـ كرستمونت ؟ |
Ve genelde yaptıkları iş yapmak için bütün bu insanların bir yerde bir araya gelmeleri gerektiğine karar vermek. | TED | ما يفعلونه بالضبط , أنهم يقررون إن كل هؤلاء الناس في حاجة للعمل معا في مكان واحد للقيام بذلك العمل. |
Eğer bunları dijital bir tuvalde bir araya getirirseniz, parşömen her iki resimde de parlak ve birleştirildiğinde de parlak görünüyor. | TED | إذا قمت بدمجهما معا في لوحة رقمية واحدة، يكون البرشمان مضاء في كلتي الصورتين وتراه ساطعا. |
Grinnell'da beraber yemin ettik. Benimle kalıyordu. | Open Subtitles | تعهدنا القسم معا في " غرينيل " كانت تقيم معي في الأخوية |
Northside General'da beraber çalışıyoruz. | Open Subtitles | ما علاقتك ب (ويل)? لقد خدمنا معا في (اللواء الشمالي). |
Çocukken Celile'de birlikte oyun oynardık. | Open Subtitles | اتعرف هذا المتعصب؟ كنا نلعب معا في الجليل عندما كنا صغارا |
New Bern'de birlikte büyüdük onunla. | Open Subtitles | . لقد نشائنا معا في مدينة بيرن الجديدة |
İkinizin kavga etmesi ne kadar güzel olacak olsa da özellikle o öpücükten sonra bu işte beraber çalışmalıyız. | Open Subtitles | والساخنة كما سيتم لنرى لكم اثنين القتال... خصوصا بعد أن قبلة... نحن بحاجة للعمل معا في هذا الشأن. |
Neden bu konuda birlikte çalışamıyoruz? | Open Subtitles | لم لا يمكننا العمل معا في هذا ؟ |