"معتاداً" - Translation from Arabic to Turkish

    • alışık
        
    • alışkın
        
    • Eskiden
        
    • sık
        
    • alıştım
        
    Ama ama kızların bu konuyu öylece açmasına alışık olmadığımı da söylemeliyim. Open Subtitles يجبأنأقول.. لست معتاداً على أن الفتيات يكونن منفتحات للغاية حيال هذا الأمر.
    Bu kadar değerli bir yükü taşımaya alışık değilim. Open Subtitles أنا لست معتاداً على حمل حمولات غالية كهذه
    Bu vakitlere pek alışık değilim. Bizim orada bu saatte biz uyanmıştık. Open Subtitles انا لست معتاداً على هذه الساعات , في موطني , نكون في هذا الوقت على وشك الاستيقاظ
    Her ne kadar Eskiden köleysem de... acıya alışkın değilim. Open Subtitles بالرغم من أننى كنت عبداً فإننى لست معتاداً على الألم
    Öyle yapsan iyi olur. O forma kötü görünmeye alışkın değildir. Open Subtitles من الافضل لك فهو ليس معتاداً على ان يبدو بحال سيء
    Eskiden olduğu gibi haftanın geri kalanını orada oturarak geçirebilir. Open Subtitles ربما يبقى هناك لنهاية الأسبوع كما كان معتاداً أن يفعل
    Çok sık yapmıyorum, ama son zamanlarda içimi kemiren bir şey var. Open Subtitles لست معتاداً على السرقة، لكن خاطراً ما يُلح عليّ مؤخراً
    Bir dökümhanede çalıştığına göre, şiddetli sıcağa alışık olmalısın. Open Subtitles إذا كنت تعمل بالسباكة فينبغى أن تكون معتاداً على الحرارة
    Seni bu sabah aramayı unuttum, çünkü ben, senden farklı olarak, her şeyi kendim yapmaya alışık değilim. Open Subtitles نسيت الاتصال بك هذا الصباح لاأنى على عكسك تماماً لست معتاداً على فعل كل شئ بنفسى
    Bugün olanlar için özür dilerim. İnsan gibi davranılmaya alışık değilim de. Open Subtitles أنا آسف لما حصل سابقاً لست معتاداً على معاملتي ككائن بشريِّ
    Ben evli bir adamım. Bu kadar fazla ilgiye alışık değilim. Open Subtitles لست معتاداً على الحصول على هذا القدر من الانتباه
    Biriyle oturup konuşmaya alışık değilim de. Open Subtitles أنا ببساطة لست معتاداً على الجلوس والكلام
    Kusura bakma. Bu sisteme alışık değilim. Geldiğim yerde on kişinin tek bir bilgisayarı var. Open Subtitles اعذرنى ، لست معتاداً على هذه الانظمة فى بلدى ، يوجد كمبيوتر لكل عشرة افراد
    Kusura bakma. Bu sisteme alışık değilim. Geldiğim yerde on kişinin tek bir bilgisayarı var. Open Subtitles اعذرنى ، لست معتاداً على هذه الانظمة فى بلدى ، يوجد كمبيوتر لكل عشرة افراد
    Siyahilerin böyle soğuk havalara alışkın olmadığını sen de biliyorsun. Open Subtitles وليس الجميع معتاداً على هذا الهواء البارد
    Böyle faaliyetlere alışkın bir değil-- Open Subtitles لست معتاداً على هذا النوع من الأنشطة عند ما أخذ
    Otomatik vitese alışkın değilim. Open Subtitles لست معتاداً علي ناقل الحركة الأوتوماتيكي هذا.
    Eskiden sürekli takardım ama sonra bir sebepten takmayı bırakmıştım. Open Subtitles كنت معتاداً على إرتدائها طول الوقت، بعدئدٍ توقفت لبعض الأسباب.
    Eskiden dans ederdim. Yıllardır dans etmedim. Open Subtitles كنت معتاداً على الرقص لكننى لم أرقص منذ سنوات
    Geçmiş pek sık yaşanmıyor, değil mi? Open Subtitles ليس معتاداً أن يكون بوسعك إعادة الماضي أليس كذلك؟
    Kivilerin aşağısında yolculuk etmeye alıştım bu yüzden herşey ters yönde. Open Subtitles كنت معتاداً على الإبحار في القسم الجنوبي للأرض فكل شيء معكوس

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more