buna alışkın değilim. Buna hazır değilim. | Open Subtitles | و أنا لست معتادة على ذلك ولست جاهزة لذلك |
Ya da onun kadar güçlü. Ve buna alışkın değil. | Open Subtitles | أو بمثل قوتها، وهي غير معتادة على ذلك |
Afedersin,buna alışkın değilim de. | Open Subtitles | أنا آسفة لست معتادة على ذلك |
Ailem alışık bunlara. Büyükbabam, mayınların ortasına, kanaryalar için güvenli mi diye bakması için gönderilirmiş. | Open Subtitles | عائلتي معتادة على ذلك ، كانوا يرسلون جدي إلى داخل المناجم |
Yalnız yatmayalı epey zaman oldu, sanırım artık alışık değilim. | Open Subtitles | لقد مضى وقت طويل منذ أن كنت أنام وحدي أعتقد أنني لست معتادة على ذلك بعد الآن |
Ama biliyor musun, buna alışık değilim artık! | Open Subtitles | لكنّي لم أعد معتادة على ذلك بعد الآن. |
Küçük organizasyonumuz buna alışık. | Open Subtitles | ان منظمتنا معتادة على ذلك |
Buna alışık değilim. | Open Subtitles | -أنا أعلم أنا لست معتادة على ذلك |
Buna alışık değilim. | Open Subtitles | غير معتادة على ذلك |