"معتقدين" - Translation from Arabic to Turkish

    • düşünerek
        
    • inanarak
        
    Nina Dølvik Brochmann: Kızlık zarının bekaretin kanıtı olduğunu düşünerek büyüdük. TED نينا دولفيك بروشمان: لقد نشأنا معتقدين بأن غشاء البكارة دليل على العذرية.
    Milyonlarca kız, bu davranışın doğru olduğunu düşünerek büyüyecek. Open Subtitles ملايين الفتيات سيكبرون معتقدين أن هذه الطريقة الصحيحة للتصرف
    bizi yok ettiklerini düşünerek buradan gidecekler. Open Subtitles الجهاز سيكون محفوظ، وسيذهبون في طريقهم معتقدين أنهم أبادونا.
    Buraya daha az vergi ödeyeceklerine inanarak gelmeleri çok önemli. Open Subtitles لابد ان يتركوالاجتماع معتقدين انهم سيدفعوا
    Sürünün kalanı daha kolay bir av bulduklarına inanarak duruyor. Open Subtitles بينما توقف بقية الأفراد معتقدين أن هدفهم هو الأسهل
    Herkes bu ölümlerin geçmişte kaldığını düşünerek hayatına devam etti fakat ben daha fazlasının olacağını düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles البقيّة مضوا قدماً بحياتهم معتقدين بأنّ جرائم القتل أصبحت من طيّ الماضي لكن ليس بوسعي منع هذا الشعور
    Herkes bu ölümlerin geçmişte kaldığını düşünerek hayatına devam etti fakat ben daha fazlasının olacağını düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles البقيّة مضوا قدماً بحياتهم معتقدين بأنّ جرائم القتل أصبحت من طيّ الماضي لكن ليس بوسعي منع هذا الشعور
    Herkes bu ölümlerin geçmişte kaldığını düşünerek hayatına devam etti fakat ben daha fazlasının olacağını düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles البقيّة مضوا قدماً بحياتهم معتقدين بأنّ جرائم القتل أصبحت من طيّ الماضي لكن ليس بوسعي منع هذا الشعور
    Herkes bu ölümlerin geçmişte kaldığını düşünerek hayatına devam etti fakat ben daha fazlasının olacağını düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles البقيّة مضوا قدماً بحياتهم معتقدين بأنّ جرائم القتل أصبحت من طيّ الماضي لكن ليس بوسعي منع هذا الشعور
    Herkes bu ölümlerin geçmişte kaldığını düşünerek hayatına devam etti fakat ben daha fazlasının olacağını düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles البقيّة مضوا قدماً بحياتهم معتقدين بأنّ جرائم القتل أصبحت من طيّ الماضي لكن ليس بوسعي منع هذا الشعور
    "Bazen savaş pilotları gökyüzü olduğunu düşünerek okyanusa dalar ve kaza yapar." Open Subtitles عادة مايتوجه قادة الطائرات المقاتلة الى المحيط معتقدين بانهاالسماء مما يتسبب بحدوث حادث
    Çoğu insanlar, bütün hayatlarını nasıl bir gelecekleri olduğunu düşünerek yaşar. Open Subtitles معظم الناس يعيشون حياتهم... معتقدين أنهم يعرفون ما يحمل لهم المستقبل
    Kavşağı geçtiklerinde onlara çarpıyor, onlar da kaza yaptıklarını düşünerek kenara çekiyor. Open Subtitles هو يهاجمهم حالما يعبرون التقاطع ثم ينزلون ، معتقدين انهم تعرضوا الى حادث
    İnsanların, ücretsiz WiFi olduğunu düşünerek giriş yapacakları, bir cihaz geliştirdiler. Open Subtitles قاموا بضبط أحد الأجهزة بحيث عندما يقوم المقامرين بالولوج معتقدين أن هذه شبكة لاسلكية مجانية
    Bu nedenler onlar bizim şiddete başvuracağımızı düşünerek şiddete başvuruyorlar. Open Subtitles لذا يلجؤون إلى العنف معتقدين أننا سنلجأ للعنف أيضا
    Herkes bu ölümlerin geçmişte kaldığını düşünerek hayatına devam etti fakat ben daha fazlasının olacağını düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles "البقيّة مضوا قدماً بحياتهم" "معتقدين بأنّ جرائم القتل أصبحت من طيّ الماضي" "لكن ليس بوسعي منع هذا الشعور"
    Belki de mutluluğun uğruna mücadele edilmeye ve değişilmeye değdiğini düşünerek büyürler. Open Subtitles ...ربما يترعرعون معتقدين أن السعادة تستحق الكفاح لأجلها تستحق التغير لأجلها
    Kısa bir süre önce, çoğu insan dünyadaki en çılgınca şeyin bir milyarderin metal bir kıyafet içinde uçtuğunu düşünerek yatıyordu. Open Subtitles منذ فترة ليست بالبعيدة، كان الناس يخلدون للنوم ليلاً... معتقدين أن أكثر الأمور خبالاً في عالمنا هذا... هي بليونير يحلق بالجو في بذلة معدنية.
    Şimdi, Ocak'ta, 2011'de, devrim başladı ve hayat 18 gün boyunca durdu ve 12 Şubat gününde, saf bir şekilde Kahire sokaklarında bunu kutladık. Devrimin başarılı olduğuna inanarak. TED الآن في يناير سنة 2011، بدأت الثورة، فتوقفت الحياة ل18 يوما، وفي ال12 من فبراير، احتفلنا بسذاجة في شوارع القاهرة، معتقدين بأن الثورة قد نجحت.
    Yem olmaktan korkarak ya da daha fazla acıdan kaçınmak için ölünce ruhlarının yurtlarına döndüğüne inanarak intihar ettiler ya da kendilerini açlıktan öldürdüler. TED فكان الافارقة ينتحرون خوفاً من التعرض للأكل أو لمجرد تجنب المزيد من المعاناة الكثير إنتحر و الأكثر قتل نفسه بتجويعها معتقدين أن الموت سوف يعيد أرواحهم إلى بلادها
    Erdemli ruhlar karanlığı yenebileceklerine inanarak savaşmaya devam ettiler. Open Subtitles أرواح الصالحين واصلت في القتال... معتقدين بأنهم يستطيعون هزيمة الظلام.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more