"معدته" - Translation from Arabic to Turkish

    • midesinde
        
    • midesinden
        
    • midesi
        
    • midesini
        
    • mide
        
    • midesinin
        
    • karnından
        
    • karnına
        
    • karnını
        
    • karnı
        
    • karnında
        
    • karın
        
    • midesindeki
        
    • karnının
        
    • göbeği
        
    Bir bakıma onun midesinde hapsolmuştur... fakat aynı zamanda, Zeus onun zekâsını özümsemiştir. Open Subtitles بمعنى آخر أضحت حبيسة معدته لكنه أيضا بات يقدر هذه القدرات العقلية العظيمة
    Soyunma odasından aldığımız son bilgilere göre genç oyuncu maça 11'de başlayacağını duyduğundan bu yana midesinden sorun yaşıyormuş... Open Subtitles في الواقع مراسلنا من غرفة الملابس يقول ان هذا الشاب بدأ يشكو من معدته اثناء علمه انهم سيبدأون به
    Hayır, benim yaptığım yemekten yedi ve tesadüf eseri, midesi patladı. Open Subtitles لا, لقد كان يأكل طعام صنعته أنا و بالصدفة انفجرت معدته
    Biri masa örtüsünü kirletir, ötekine bir şey beğendirilmez ve çocuk da midesini kuru ekmekle doldurur. Open Subtitles لقد أفسد مفرش المائدة, وهي لا يعجبها شيئًا, والصبي يحشو معدته بالخبز.
    Dolu mide ile bu iş yapılmaz, insan ağırlaşır. Open Subtitles اذا أكل سيؤذي معدته أحسن إذا بقى جوعانَ.
    İyi tarafından bakarsak 35 yıl boyunca midesinin guruldayışını dinlemek zorunda kalmadınız. Open Subtitles على الجانب المشرق، لم تضطر للإستماع إلى صوت معدته لمدة 35 عاماً.
    Son 48 saat içinde karnından yaralı erkek bir hasta geldi mi, acaba? Open Subtitles هل عالجتم ذكراً راشداً مطع وناً في معدته خلال الـ48 ساعة الأخيرة في حادثة طعن بخنجر ؟
    Şakaklarını tuz ve sirke ile ovun, karnına da tahtandan bir kapak koyun. Open Subtitles ، أفركى ضلوعه بالملح والخل وضعى عود بخور على معدته
    Sonra gömleğini köparıp göğsünü ve karnını öper. Open Subtitles ثم يمكن أن تخلع قميصه و تقبل صدره و معدته
    Adam öldürülmeden önce incirler midesinde en fazla 1 saat durabilirdi. Open Subtitles بقي التين في معدته لما لا يزيد عن ساعة حين قُتل
    Eric'in midesinde, Kung Pao, sabah yediği Del Taco ile yeni buluşmuştu. Open Subtitles داخل معدته الكونغ باو التقى للتو بديل تاكو الذي تناوله على الافطار
    Başında altın sembol, midesinde Goa'uld olan iri yarı adam. Gözünden kaçamaz. - Jaffa mı? Open Subtitles رجل كبير، شعار ذهبي على جبينه و جواؤلد في معدته
    Annem, bir erkeğin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini söyler her zaman. Open Subtitles لطالما قالت أمي إن أفضل طريق للوصول إلى قلب الرجل، عبر معدته
    Soyunma odasından aldığımız son bilgilere göre genç oyuncu maça 11'de başlayacağını duyduğundan bu yana midesinden sorun yaşıyormuş... Open Subtitles في الواقع مراسلنا من غرفة الملابس يقول ان هذا الشاب بدأ يشكو من معدته عند علمه انهم سيبدأون به
    midesinden birkaç şey çıkardık. Oldukça standart şeyler: Open Subtitles لقد قمنا بضخ بعض الأشياء من معدته : أشياء عادية
    Öyle bir kusmuş ki gözleri kanamış ve midesi gerçekten çözünmüş. Open Subtitles لقد تقيأ بشدة لدرجة أن عينيه نزفت دمًا وتهتّكت معدته بالكامل
    Ah, bir adam ülkesi ya da midesi için hayatını verebilir hatta atı için bile. Open Subtitles من أجل بلده أو معدته يمكن أن يضحي الرجل بحياته
    midesini ağır taşlarla doldurmuşlardı ve kafası da kesilmişti. Open Subtitles لقد ملؤوا معدته بالحجارة وكان رأسه قد اختفى
    Ben burada açlıktan bayılacakken, o aşağıda midesini dolduruyordu. Open Subtitles أنا كنت على وشك أن أموتّ من الجوع. وهناك هو كان، يملأ معدته
    Kusmaya zorlamak mide içersindeki parçacıkların yemek borusunu ...kazımasına yol açar. Open Subtitles قوة القيء تنزع قشرة المريء وتأخذ جزءاً من جلد الشخص المتقيء مع محتويات معدته
    Onunla ilgilenecek olanlara söyleyin midesinin üzerinde delik var. Open Subtitles أخبر الطبيب المناوب أنه لديه خرق بأعلى معدته
    Önce dizlerinden sonra karnından son olarak başından vurmuş. Open Subtitles عندما رفض ، أطلق النار على ركبتيه عندما رفض مرة أخرى أطلق النار على معدته و في رأسه
    İntihar notunu rujla karnına yazdı. Open Subtitles لقد كتب ملحوظة لأنتحارة بأحمر الشفاة على معدته
    - Bir ajanın karnını gıdıklamazdın. - Hayır, efendim. Open Subtitles ما كنت لتدغدغ عميلاً صديقاً على معدته لا يا سيدي
    Ateşi yok ama karnı ağrıyor ve gözlerinin önünde benekler uçuşuyormuş. Open Subtitles ليس لديه حمى و لكنه يقول بان معدته تألمه و لاستطيع الإبصار جيدا
    Oh dostum. Topuklarım onun karnında durmaktan sıkılmıştı. Open Subtitles يارجل , لقد كان الكعب الخاص بي يثقب في معدته
    karın ve bağırsağına yayılmış iç kanama tespit ettik ama o bir Whiskey. Open Subtitles لقد وجدنا نزيفا داخليا شديدا نظرا للضرر ,في معدته و أمعائه لكنه ويسكي
    Dün gece onu öldüren sıvı nitrojendi, ama midesindeki ülserin sebebi bu değildi. Open Subtitles النيتروجين السائل قتله ليلة أمس، ولكن لم يكن السبب فى تقرح بطانة معدته
    karnının büyüklüğünü fark ettin mi? Open Subtitles أرأيت معدته الضخمه؟ عندما وصل الى هنا..
    Dikkat edin, göbeği nitrogliserin ile doluymuş gibi sallanıyor. Open Subtitles انتبهوا, معدته تهتز كزبدية مليئة بالنتروغلسرين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more