"معدٍ" - Translation from Arabic to Turkish

• bulaşıcı
• bulaşıcıdır
• salgın
• bulaşıcıymış

bulaşıcı hastalığa kapıldığı halde kendini iyi hisseden, bir uçağa binmiş ya da bir markete gitmiş insanlardan virüsü kapabilirsiniz.
يمكن أن يكون الفرد مصاباً بـفيروس معدٍ لكنه يشعر بحالة جيدة تمكنه من ركوب الطائرة أو الذهاب إلى السوق.

Sizi içeri davet ederdim, ama bulaşıcı. salgın istemeyiz.
كنتُ لأدعوك لكنّ هذا معدٍ لا تريد أن يصيبك وباء

bulaşıcı olabilir. salgın haline gelebilir.
إنه محق، يمكنه أن يكون معدٍ قد يتحول إلى وباء

Çünkü gülümseme evrimsel olarak bulaşıcıdır ve bizim yüz kaslarımız üzerindeki kontrolümüzü ele geçirir.
لان الابتسام بصورة " تطورية " معدٍ ولا يمكن التحكم به نحن نملك عضلات في الوجه

Bu son derece bulaşıcı ve herhangi bir belirti olmasa da sen bir taşıyıcı olabilirsin.
فهو معدٍ جداً ويمكن أن تكون مصاباً دون ظهور عوارض عليك

bulaşıcı olabilir.
و يمكن ان يكون المرض معدٍ بطريقة ما

Bazı galaksilerde bulaşıcı hastalık diye kabul ediliyor.
لقد نظروا إليه... على أنه مرضٌ معدٍ في بعض المجرات.

Sana ne olduysa bulaşıcı olmalı.
يبدو أن مهما كان ما عندك فهو معدٍ

bulaşıcı bir hastalığı yayma riskini asla göze almam.
لنْ أقوم أبداً بالمجازفة بنشر مرضٍ معدٍ

Tedavi tıpkı nezle gibi bulaşıcı.
إن العلاج معدٍ مثل نزلات البرد

Herkes hastalanmaya başladı, bulaşıcı olabilir.
الناس يمرضون، وربما المرض معدٍ

bulaşıcı olduğunu söyledi,
قال إنه مرض معدٍ.

Kızarıklıklar bir, um... hem de inanılmaz bulaşıcı.
الطفح الجلدي معدٍ جداً كذلك.

- Umarım bulaşıcı değildir. - Ha, ha.
أتمنى ان لا تكون معدٍ

Sana söylemek istemedim. bulaşıcı değil.
لم أرد إخبارك، إنّه غير معدٍ.

Onların yaşam sevinci, çok iyi bildiğiniz gibi, bulaşıcıdır.
وحبّهم للحياة، كما تعلمون، هو شيء معدٍ

Kusuruma bakma ama tıpkı Robin Williams gibi, benim de coşkum bulaşıcıdır.
آسفٌ لأنّي مثل (روبن ويليامز) يكون حماسي معدٍ!

Bayılırken gördüğün adam vardı ya, hastaneye kaldırıldı ve bulaşıcıymış.
الرجل الذي رأيته ينهار سابقاً موجود في المشفى, إنه مريض وهو معدٍ