"معرضة للخطر" - Translation from Arabic to Turkish

    • tehlikede
        
    • tehlikeye
        
    • tehlike
        
    • risk
        
    Hayatı tehlikede. Ararsanız, O'nu kurtarabilirsiniz. Open Subtitles ، حياته قد تكون معرضة للخطر بمكالمتك تستطيعين إنقاذه
    M beni gönderdi çünkü sizin hayatınızın da tehlikede olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles إم" ارسلتني الى هنا لاننا خائفون" ان تكون حياتك معرضة للخطر
    tehlikede olan hayatlar var. Ucuz da olsa mecburum. Open Subtitles هناك أرواح معرضة للخطر سأفضل العذر الواه عن لاشيء
    Diğer genç öğrencileri nasıl tehlikeye attığı konusunda yorumda bulunmak istersiniz diye düşünmüştüm. Open Subtitles اعتقد أنك تودين التعليق حول كم كانت حياة أولئك الطلابِ الشبابِ معرضة للخطر
    Bak, Kylie, kendine veya başkasına tehlike arz etmediğini kanıtlayamadığımız sürece şimdilik burada kalman gerekiyor, tamam mı? Open Subtitles انظري كايلي, حتى تثبتي أن حياتك معرضة للخطر أو حياة شخص آخر, سيكون عليكِ البقاء هنا في الوقت الحالي, حسناً؟
    Ama hayati risk vardı,... Open Subtitles وثمة أرواح معرضة للخطر لذا أقدمت على ما فعلت
    Uzaylıları, sivrisinek neslinin tehlikede olduğuna inandırdım. Open Subtitles عندما أقنعت جنساً غريباً بأن البعوض فصيلة معرضة للخطر
    Buna mecburdu. Bizimki gibi, onun da kıçı tehlikede. Open Subtitles لقد أضُطرت لذلك, لقد كان يختبرها حياتها معرضة للخطر مثلنا تماما
    Onu incelememizin tek sebebi hayatının tehlikede olmaması için. Open Subtitles نحن نقوم بعض الدراسات عليه كي نتأكد بأن حياته ليست معرضة للخطر
    Aklınıza gelen her türlü deniz memelisi, Japonya kıyılarına gelmişse tehlikede demektir. Open Subtitles كل الحيتان التي عرفتها البشرية تصبح معرضة للخطر فقط بمرورها بالقرب من اليابان
    Ama birinin hayatının tehlikede olduğunu sanacak sebeplerimiz var. Open Subtitles لكننا نملك سبباً يجعلنا نعتقد بأنّ هناك حياة معرضة للخطر . أليس كذلك ؟
    Pek çok çocuğun hayatı tehlikede. Bu sadece bir kız. Open Subtitles أطفال أكثر حياتهم معرضة للخطر وهذه مجرد فتاة واحدة
    Zekice olmazdı. Göç henüz tamamlanmadı ve çanta tehlikede. Open Subtitles كان ليكون ذلك فعلًا طائشًا، لم يكتمل النزوح بعد وحقيبة الظهر معرضة للخطر الآن
    - Sadede gel, Başkan'ın hayatı tehlikede. Open Subtitles ،تطرق للمعلومات المفيدة فحياة الرئيسة معرضة للخطر
    Bir kriz durumuyla yüzleşiyoruz, binlerce hayat tehlikede. Open Subtitles إننا نواجه أزمة هنا، الآلاف من الأرواح معرضة للخطر
    Bir kaza geçirdi.Hayatı tehlikede. Open Subtitles لقد تعرض لحادثة. وحياته معرضة للخطر.
    Bir Üs Doktoru, yaptığı açıklamada, kızın psikolojisinin yerinde olmadığını ve hayatının tehlikede olabileceğini belirtti. Open Subtitles الطبيب النفسي في القاعدة ...وصف حالة المراهقة بأنها غير مستقرة وتحذر من أن حياته قد تكون معرضة للخطر
    tehlikede olduğunuza inanıyoruz. Open Subtitles لدينا سبب للإعتقاد بأنكِ معرضة للخطر.
    Bay Hartman, kızınızın tehlikede olduğunu düşünüyoruz. Open Subtitles سيد "هارتمان"، نحن نعتقد أن ابنتك قد تكون معرضة للخطر.
    Bir Shaw sızıntısı daha olursa hepimizin işi tehlikeye girer. Open Subtitles تسريب او اكثر من شو وسيكون جميع وظائفنا معرضة للخطر.
    Anlayacağınız, iyi bir ajan sürekli hayatını tehlikeye atar. Her zaman da kazanamayabilir. Open Subtitles أنت تعلم أن حياة العميل دائماً معرضة للخطر ، وغالباً لا يفوز.
    Hayati tehlike olsa bile mi? Open Subtitles حتى و إن كانت حياتها معرضة للخطر ؟
    Birçok hayat risk altında. Net olayım ayrıca... Open Subtitles الكثير من الأرواح معرضة للخطر اريد ان اكون واضحا هنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more