"معروفه" - Translation from Arabic to Turkish

• bilinen
• bilinmeyen
• biliniyor
• belirsiz
• biliniyordu
• yaptığı iyilikler

Sonrada bulduğum sonuçları bilinen markalarla eşleştirebilirim ve kalanı da GibbsHikayesi.
ثم يمكننى مطابقه هذا لعلامه تجاريه معروفه والباقى سيقوم به جيبز

Deşifre ettirmeye çalıştım, ama bilinen hiçbir dilde değil.
حاولت ان أفك شفرتها لسنوات لكنها لغة غير معروفه للبشر

Bu adamların hepsi bilinmeyen kaynaklardan bilgi sızdırıyor ve bu sızıntı Cross'tan geliyor.
انهم تلقوا معلومات اساسيه رشحت عن مصادر غير معروفه والتى ربما تكون من كروس

Ünün, açık denizlerin ötesindeki buzullardan, büyük krallığa kadar her yerde biliniyor.
اسطورتك معروفه من البحار العاليه والحدود الجليديه إلى مملكة آيلاند العظيمه

Kimliği belirsiz nesneye yaklaşılıyor
الرادار يكتشف طائره غير معروفه على بعد 80 ميل شمال غرب وتقترب

Göl büyük değildi ama derin olduğu biliniyordu.
ربما البحيرة ليست كبيرة جداً لكنها معروفه بعمقها

Elbette, her mantıklı Tanrı, yaptığı iyilikler karşısında mutlak bir itaat isterdi.
بالطبع، أي كائن خارق عاقل سيطالب بالطاعة المطلقة في مقابل معروفه

İstihbârat açısından müzakere yeteneğini, özellikle kötüleme propagandası kullanımı ve yeniden ses üretimi olarak bilinen unsuru gayet yerinde kullan.
استخدم طريقة التخفى بشكل جيد خصوصاً عند إستخدام الأخبار المغلوطه والمكونات معروفه بإسم المشغل

Olay yerinde bulunan örnekler bilinen hiçbir hayvanın DNA'sı ile uyuşmuyor.
لا العيناتِ التي وَجدتْ في موقع الحادث تطابق الحمض النووي لأي حيوانات معروفه

Kilisenin başka bir kısmı da Golgotha adıyla bilinen kayalık bir tepenin içindeki eskiden kalma mezarlardan oluşuyor.
في جزء اخر من الكنيسه, مقبره قديمه حُفرت في سهل صخري معروفه باسم جلجثه

"Sıcak tokalaşma" olarak bilinen yaptığı bu hareket sadece bilekteki saati çalmak için kullanıldığından...
تلك الحركة معروفه باسم السلام السعيد بينما تسحب الساعة ببطئ من المعصم

Bu, Victor Booth'un bilinen son fotoğrafı.
هذهي اخر صوره معروفه عن فيكتور بوث

bilinen bir marka değil.
لم نتمكن من مطابقتها لأى ماركه معروفه

Herkes tarafından bilinmeyen bir bilgi, hiç kuşkusuz.
هذه الأمور غير معروفه بشكل عام ، بالتأكيد.

bilinmeyen birisi, hemen hemen hepsi bilinmeyen birisi.
لم تكن مجهوله , لم تكن مجهوله إطلاقاً معروفه , معروفه جيداً

bilinmeyen silahları olan, göremediğiniz ve istediği kılığa girebilen bir düşman düşünün.
تخيلوا عدوًا لا يمكن رؤيته ،مُجهزٌ بأسلحةٍ غير معروفه ! ويمكن أن يظهر للعيان في صورة أيًا منا

Temel farklılıklarımız iyi biliniyor ve ben bir kadınım o yüzden bir tehlike teşkil etmiyorum.
خِلافاتنا القديمة غدت معروفه و أنا امرأة، لا أحد سيهدّد تقدّمه

Her ne kadar tanıklardan birine göre kanat takmış olarak biliniyor olsam da!
وايضاً كما قالوا الشهود كنت معروفه بجناحي

Efendim, 2 gün önce yerel polis kimliği belirsiz bir ceset bulduğunu bildirdi.
سيدى , منذ يومان جثه غير معروفه تم التبليغ عنها فى قسم الشرطه المحلى

Cesedi bu sabah bulunan ikinci cinayet kurbanının hayat kadını olduğu biliniyordu.
الجثه التي تكتشفت في الصباح... . كانت لعاهره معروفه