"معضلة" - Translation from Arabic to Turkish

    • sorun
        
    • ikilemi
        
    • muamma
        
    • zor
        
    • durum
        
    • İkilem
        
    • problem
        
    • ikilemin
        
    • belada
        
    • çelişki
        
    • problemi
        
    • sorunumuz
        
    • pürüz
        
    • ikilemle
        
    • çelişkide
        
    Hepimizin yavruları çok sevdiğini biliyorum ama sorun olmaya başladılar. Open Subtitles أعرف أنكم تحبون الجراء كثيراً لكن أعتقد أنهم سيشكلون معضلة
    Ona benzeseydim, takılacak bir yer bulmak benim için hiç sorun olmazdı. Open Subtitles إن كنت أشبهها ما كانت ستواجهني معضلة في البحث عن مكان للمبيت
    Kötü tasarım sonucunda kendimizi bir doğu yakası ikilemi içinde bulduk ve iyi tasarımla bundan kurtulabiliriz. TED لقد أقحمنا أنفسنا في معضلة الجانب الشرقي هذه من خلال التصميم السيئ، لذلك يمكننا الخروج منها بالتصميم الجيد.
    Fakat kara delikten gelen resme sıra geldiğinde gerçek bir muamma ile karşılaştık: Kara deliği daha önce hiç görmemiştik. TED لكن عندما يتعلق الأمر بصور لثقب أسود، فإننا نواجه معضلة حقيقية: لم يسبق وأن شاهدنا ثقباً أسوداً حقيقياً من قبل.
    Sevdiğin iki insan arasında tercih yapmak karşılaşabileceğin en zor ikilemdir. Open Subtitles القيام باختيار بين شخصين تحبهما هي أعظم معضلة ستواجهها على الاطلاق
    Burada bir durum var. Bu durumu çözmemiz gerekiyor. Open Subtitles لدينا معضلة هنا.يجب علينا أن نُفكر بروية
    Çalıştırdığımızda, seçenek olarak Dr. Langford ilginç bir ikilem sundu. Open Subtitles الدكتورة لانجفورد تعرض علينا معضلة كبيرة
    Ajan Mulder'a göre, hapis cezası, ...federal yasalara göre bir problem olarak kalacaktır. Open Subtitles بناءا على رأي العميل مولدر ابقاء السجين محجوزا ستكون معضلة للسلطات القضائية المختصة
    Düşes Satine ve General kenobi, her ikilemin iki yüzü vardır. Open Subtitles الدوقه ساتيني والجنرال كانوبي قد اظهروا انه يوجد وجهان لكل معضلة
    Büyük veri büyük bir sorun hâline gelmiştir. TED فقد صارت البيانات الضخمة تشكل معضلة كبيرة.
    Bu şeyi kaldırmak mı? sorun değil. Tek yapmanız gereken biraz zıplamak. Open Subtitles ليست معضلة كل ما تحتاجونه هو القليل من القفز
    Eğer diyalizi reddediyorsa etik bir sorun kalmıyor. Open Subtitles إذا هي رفضت الغسيل ليست هناك معضلة أخلاقية
    Bazı sahte kağıt düzenlemek sorun olmaz.. Open Subtitles حسنا، لا يجب أن تكون هذه معضلة لإخفاءنا لبعض الأوراق رائع
    Ben onların ikisinden bahsedeceğim: tutsak ikilemi ve ortak alanların trajedisi. TED سأتحدّث عن اثنين منهما : معضلة السجين ومأساة المشاعات.
    Bu nedenle burada olan şey Omnivor'un İkilemi değil, TED وما لدينا هنا في الحقيقة ليست معضلة آكل الحيوانات
    Ama onları önce ben bulursam eğer, hiç bir muamma kalmayacak. Open Subtitles وإن وجدتهم أولاً ، لن يكون هناك معضلة من هذا القبيل
    Şimdi düşünürseniz, GPS ve radar dan önceki dönemde bu gerçekten zor bir problem. TED والآن إن فكرتم بها ففي عصر ما قبل الجي بي إس كانت تلك معضلة كبيرة
    Bence bu, ahlaki olarak yanlış bir şey ve para zor bir konu dolayısıyla bu durum araştırmacı için de büyük bir çelişki. Open Subtitles اعتقد ان عمل ذلك هو خطأ اخلاقي و مثل ما انت عارف, من الصعب الحصول على المال إنها معضلة كبيرة للباحثين ايضا
    Şimdi bir ikilem içindesin, değil mi? Open Subtitles والآن أنت في الدّاخلِ معضلة حقيقية، أليس كذلك؟
    Ve bu probleme de herhangi bir bilimsel problem gibi yaklaşmalıyım. Open Subtitles ويفترض بي التفكير في إعادة أطفالنا كما تواجنهي أي معضلة عملية
    Her bir ikilemin kabul edilebilir olup olmadığına karar vermeniz için 20 saniye vereceğiz. TED وسنعطيكم 20 ثانية لكل معضلة لتحكموا على ما إذا كنتم تعتقدون أنها أمر مقبول أم لا.
    Sizin yüzünüzden başımız çok büyük belada bu yüzden sizi buraya getirdik. Open Subtitles سبب إحضارنا لكم هنا هو أننا في معضلة كبيرة بسببكما
    Aramızda kalsın, onları hem lezzetli hem de şirin bulurum yani, burada bir, dediğiniz gibi, bir çelişki yaşıyorum. Open Subtitles ملحوظة لنفسي , وجدتهم لذيذين ورائعين لذلك أواجه معضلة
    Bu tramvay problemi, 1967 yılında Philippa Foot adlı filozofun kurguladığı bir etik ikilemdir. TED هذه هي معضلة عربة السكة الحديديّة، والتي تعد نسخة لمعضلة أخلاقية ابتكرتها الفيلسوفة فيليبا فوت في عام 1967.
    Eğer gerçekten kendimizi zombilerden ayırt etmekte zorlanıyorsak oldukça büyük bir sorunumuz var demektir. TED إذا كنا في الواقع نواجه مشكلة في تمييز أنفسنا عن المسوخ، فنحن أمام معضلة كبيرة جداً.
    - "Bir pürüz çıktı" mı? Open Subtitles -هذه معضلة"؟"
    Bu anlarda, bir ikilemle yüzleştim: Onlar ölümle yüz yüzeyken, onlara öleceklerini mi söylemeliyim? Yoksa yalan söyleyip onları rahatlatmalı mıyım? TED مع هذا الامر, كنت اواجه معضلة هل اخبر المقبل علي الموت انه اقترب من مواجهة الموت ام اكذب عليهم لاريحهم ؟
    Benim emirlerimle kendisinin rasyonel varlıklara zarar verme yasağı arasında alt-elektronik çelişkide kaldı. Open Subtitles علق في معضلة إلكترونية ما بين أوامري المباشرة وبين محرماته الأساسية التي تمنعه من إيذاء الكائنات العاقلة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more