Araştırmak için yola koyuldum ve aslında Çoğunu da buldum. | TED | لقد بدأت مهمتي، وفي الحقيقة اكتشفت أن معظمهم |
Çoğunu çıplak görmüş olduğun erkeklerle dolu bir odada olmak ilginç olmalı. | Open Subtitles | لا بد من أنه مشوق, أن تكوني في غرفة مليئة برجال معظمهم رأيتيهم مع سراويلهم أسفلهم |
Ve Çoğunun, bunun çok değerli bir deney olduğunu söyleyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وأعتقد أن معظمهم يقولون في انفسهم بأنها كانت تجربة قيمة للغاية. |
Ve sanırım onların çoğu da buraya gelene dek hiç Alman görmemişlerdi. | Open Subtitles | وأفترض أنّ معظمهم لم يروا رجـل ألمـاني منذ أن جاؤوا إلـى هنـا |
Pekâlâ boyalı surat, farkındaysan ilk tebdil hepimizi koruyor Çoğunlukla da seni, çünkü konuşma özgürlüğü de ona dahil. | Open Subtitles | حسنا ، ايتها الثرثارة، هل تدركين أن التعديل الأول يدافع عنا جميعا معظمهم أنتم ، لأنه يتناول حرية التعبير |
çoğunluğu gayet iyi bir eğitim almış. | TED | معظمهم من الحاصلين على تعليم جيد الى حد ما. |
Normal bir sohbette bunların Çoğunu kullanacaktır. Ben de gereken kelimeleri oluşturacağım. | Open Subtitles | هو تقريبا يقول معظمهم,سأحدد الكلمات المناسبه |
Onların hepsini inceledim. ve bir Çoğunu attım. | Open Subtitles | لقد اطلعت عليهم جميعا تقريبا ولدي ملحوظات على معظمهم |
Çoğunu kontrol edemeyiz. | Open Subtitles | . . ليس لدينا القدرة على التحكم على معظمهم |
Çoğunun bilgilendirilmeye ihtiyacı olmadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف، معظمهم ليسوا بحاجة للتعريف، صحيح؟ |
Çoğunun bilgilendirilmeye ihtiyacı olmadığını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت تعرف، معظمهم ليسوا بحاجة للتعريف، صحيح؟ |
Yanına arkadaşlar yaratmış. Çoğunun kendi süper güçleri var. | Open Subtitles | لقد أحاطت نفسها بأصدقاء معظمهم لديهم قواهم الخاصة |
Diğerleri hep yeni otoyol üzerinde. çoğu da sezon açılana kadar kapalıdır. | Open Subtitles | إن الآخرين على الطريق السريع الجديد و معظمهم مغلقون حتى يبدأ الموسم |
çoğu öyle, ya da B.B. 'nin yolunda ya da ölü. | Open Subtitles | معظمهم أو قادتهم ذلك هو الطريق, مثل بي بي أو ميت |
çoğu. Bir kısmı da B.B. gibi oldu... diğerleri de öldü. | Open Subtitles | معظمهم أو قادتهم ذلك هو الطريق, مثل بي بي أو ميت |
Çoğunlukla mühendis olan öğrenciler daha iyi bir işitme cihazı yapacaklarını düşünerek yola çıktılar. | TED | أمّا الطلاب والذين كان معظمهم مهندسين انطلقوا مؤمنين أنّهم سيصنّعون أداة أفضل لمساعدتهم على السمع. |
Binlerce insan bunun gibi videolar yolluyor, Çoğunlukla ergen kızlar bu yönteme başvuruyor. | TED | الآلاف من الناس ينشرون فيديوهات كهذا، معظمهم فيتات مراهقات يتواصلون بهذه الطريقة |
Kadınlar Çoğunlukla dişi ve birkaç erkek yamasına sahipler. | TED | المرأة لديها بقع معظمهم من الإناث وعدد قليل من بقع الذكور. |
Dünya Savaşı'nın ilk günlerinde çoğunluğu çocuk direnişçiler kayıplarının isimlerini bu kayaya yazdılar." | Open Subtitles | ثوار، معظمهم أولاد، وضعوا اسماء موتاهم على هذه الصخرة |
Uçakta çoğunluğu tatilciler olmak üzere 86 yolcu bulunuyor. | Open Subtitles | ويوجد على متنها ثمانية وستون راكبا معظمهم من الألمان |
Kadınlardan nefret ederler ve Genelde iktidarsızdırlar. | Open Subtitles | الشئ الذى تذكره هو كرههم للنساء و معظمهم عاجزون جنسيا |
Hayır, Genellikle orta yaşlı ve yaşlı insanlar. | Open Subtitles | لا ، معظمهم في منتصف العمر أو من المُسنيّن |
Aslına bakarsanız birçoğu kurtulamayacak. | TED | حسنا ، في الواقع ، معظمهم لن يتمكنوا من ذلك. |
çoğu hareket bile etmiyor, ama bazıları küçük adımlar atabiliyor. | TED | معظمهم لن تتحرك على الإطلاق ، ولكن بعضها قد يتقدم خطوة صغيرة. |
Ve yine biliyoruz ki, bir cogu Asya'da yasiyorlar yada yasadilar. | TED | ونعلم أيضاً أن معظمهم يعيش أو عاش في آسيا. |
Çogu insanin düsüncesine göre, yeterince batiya giderseniz bir düzelmeden bosluga düsermissiniz. | Open Subtitles | معظمهم اعتقد إذا أبحرت إلى الغرب بما يكفي سوف تسقط من فوق العالم الى الفراغ |
Bir sürü Aqua Teen Hunger Force bir adam, -çoğu erkekti zaten- sarı kapşonlu bir pelerin giymeyi seviyordu | Open Subtitles | الكثير من الشخصيات الكرتونية كان هناك هذا الشاب كان معظمهم شباب كان يحب أن يرتدي لباس أصفر بغطاء رأس |
- çoğu vergi. - Frankie, dalga mı geçiyorsun? | Open Subtitles | حسنناً معظمهم ضرائب فرانكي هل انتي تمزحين |