Evet, çoğu insan kartlarla daha net, detaylı ve mantıklı düğümler yapmaya eğilimlidir. | TED | معظم الذين يستخدمون البطاقات يميلون إلى رسم عقد واضحة وأكثر منطقية وتفصيلًا. |
Kendi sağlığımıza dikkat vermemizi söyleyen çoğu insan duygularımızı adlandırmanın öneminden bahsederler. | TED | معظم الذين يطلبون منّا أن نعير انتباهنا لصحتنا يتحدثون عن أهمية تسمية عواطفنا. |
Yani tanıştıklarımın çoğu kanatlı serserilerdi. | Open Subtitles | أعني معظم الذين قابلتهم كانوا أوغاداً بأجنحة |
Bu zamana kadar yaşamış olanların çoğu can verdi! | Open Subtitles | معظم الذين عاشوا من قبل لقوا حتفهم الآن. |
İşine yaraladılar tabii. Çünkü orada hizmet edenlerin çoğu öldü, birkaç Rus dostunuz dışında. | Open Subtitles | ذلك كان لصالحك لأن معظم الذين خدموا هناك قد ماتوا |
Sanırım çoğu cinsiyet değiştirmeyen gibi o da benim neden ameliyat geçirmek zorunda olduğumu anlayamadı. | Open Subtitles | أظنها ،مثل معظم الذين يعتقدون أن الهوية الجنسية يحددها جنس المولود أنها لم تفهم لماذا كان علي إجراء عملية جراحية |
Bu durum, kapalı alanda duman soluma nedeniyle her yıl, çoğu kadın, yaklaşık 4 milyon insanın ölümüne neden oluyor. | TED | وهذا يسبب حوالي 4 ملايين حالة وفاة سنويا بسبب استنشاق الدخان في الأماكن المغلقة. وبطبيعة الحال، فإن معظم الذين يموتون هم من النساء. |
Film gösterime girdiğinde filmde görülen insanların çoğu Auschwitz'teki gaz odalarında çoktan hayatını kaybetmişti. | Open Subtitles | ... فى الوقت الذى صدر فيه هذا الفيلم كان معظم الذين ظهروا... فيه قد لاقوا حتفهم بالفعل |
Araştırmalarımızdan sonra bulduğumuz kişilerin çoğu ölmüştü, ama siz yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | معظم الذين جاؤا في بحثنا ...ماتوا بالفعل ولكنكِ |
Sen? Ben düğünümüzdeki çoğu insanı hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أذكر معظم الذين كانوا بزفافنا |
Ele geçirildikten sonra hayatta kalan çoğu kişi çektikleri işkenceyle ilgili çok konuşur. | Open Subtitles | معظم الذين يُستحوذ على جسدهم وينجون -يبقون مصدومين من المحنة |
Ve bu, bu gemiye bindiğimiz çoğu kişiyi kapsıyor. | Open Subtitles | وهذا يشمل معظم الذين جئنا بهم ... على متن الطائرة مع |
Ve biliyor musunuz bu araçlara sahip tüketicilerin çoğu bunu bilmiyor. | TED | تخيلوا ان معظم الذين يملكون سيارات مرنة قابلة للتشغيل بالوقودين ، لا يعرفون ذلك حتى ! |
Antiretroviral terapiyle HIV pozitif olan hastaların çoğu uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilir ve hastalığı bulaştırmaları daha düşük bir ihtimal. | TED | مع العلاج ب"مضادات الفيروسات"، معظم الذين شخصوا بفيروس HIV من المتوقع ان يعيشوا حياة طويلة و صحية، واحتمالية نقلهم العدوى للاخرين اقل بكثير. |
Avrupa'dan, Asya'dan, Kuzey Amerika'dan, hatta çoğunlukla Orta Doğu'dan El-Kaide'ye ve diğer selefi cihat topluluklarına katılan insanların çoğu esas itibariyle yeni insanlar olabilmek için geçmişlerini büyük oranda reddetmiş kişiler. | TED | وإن معظم الذين ينضمون إلى القاعدة وغيرها من الجماعات الجهادية السلفية من أوروبا وآسيا وأمريكا الشمالية أو حتى وفي كثير من الحالات من الشرق الأوسط هم أولئك الذين رفضوا بشكل قاطع خلفياتهم ليصبحوا في أعماقهم أشخاصاً جُدداً. |
Bu Suriyeli genç, alabora olan botlardan birinden kurtuldu, insanların çoğu boğulmuştu ve bize şunları söyledi, ''Suriyeliler kimsenin onları incitmeyeceği, kimsenin onları aşağılamayacağı ve kimsenin canlarını almayacağı, sessiz sakin bir yer umudundalar.'' | TED | هذا الشاب السوري نجا من إحدى هذه القوارب التي انقلبت - معظم الذين كانوا على متنه غرقوا - وأخبرنا هذا الشاب قائلاً: "يبحث السوريون فقط عن مكان اّمن، مكان لا يؤذيك فيه أحد، ولا يذلّك أحد، ولا يقتلك أحد." |