Bildiğin gibi, annen öldüğünden beri, her zaman yanında olacağıma dair kendime söz verdim. | Open Subtitles | هل تعلم أنه منذ وفاة والدتك قطعت على نفسي وعداً أن أكون معك دائماً |
Senin için her zaman yanında olacağım. | Open Subtitles | سأكون معك دائماً |
İyi şansın hep yanında olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ليس تماماً إنها تقول أن الحظ الجيد كان معك دائماً |
Böylece hep yanında olacağım. Güvendesin. Söz veriyorum. | Open Subtitles | و بهذه الطريقة سأكون معك دائماً ، و سأبقيك آمناً ، أعدك |
Ben hep seninle olacağım, Norman. | Open Subtitles | سأكون معك دائماً يا نورمان |
Sonunda, ait olduğum yerdeyim, ama kalbim her zaman seninle. | Open Subtitles | في نهاية أنا حيث أنتمي، ولكن قلبي معك دائماً |
Ama her zaman yanında taşırdın. | Open Subtitles | لكنك كنت تأخذها معك دائماً. |
Ama her zaman yanında taşırdın. | Open Subtitles | لكنك كنت تأخذها معك دائماً. |
"Sevgili oğlum Jake bilmeni isterim ki, eğer mümkünatı olsaydı her zaman yanında olurdum. | Open Subtitles | "عزيزي (جايك) "أريدك أن تعلم انه لو كان بإمكاني "لكنت بقيت معك دائماً |
-Bak koleje gidene kadar hep yanında olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّني لم أكن معك دائماً.. |
Sorun yok, dostum. hep yanında olacağım. Val hala kral. | Open Subtitles | لا تقلق يا صديقي، سأكون معك دائماً. |
Bu telefon hep yanında olsun. | Open Subtitles | إحتفظ بهذا الهاتف معك دائماً |
Bunu tak. Böylece her zaman seninle olduğumu bileceksin. | Open Subtitles | ضع هذه القلادة لتدرك إنني معك دائماً |
Eğer birbirimizin kalbindeysek Clark her zaman seninle olacağım. | Open Subtitles | إن كنا في قلبي بعضنا يا (كلارك)، فسأكون معك دائماً. |