"معلمة" - Translation from Arabic to Turkish

• öğretmenim
• Hocam
• öğretmeniyim
• hocası
• öğretmensin
• öğretmenin
• öğretmenlik
• öğretmendi
• öğretmen
• hoca
• işaretli
• öğretmeniydi
• öğretmenle
• öğretmeniyle
• öğretmenimiz

Artık bir öğretmenim, Charlie. Dr. Myers'ın kalçası düzelene kadar vekil öğretmenim.
أنا معلمة الآن يا تشارلي، أنا بديلة للدكتور مايرز حتى يعالج وركه

Ben öğretmenim nasıl diyorsunuz öğretmen değişimiyle geldim..
أنا بالأصل معلمة , من النوع الذي يمكنك أن تدعوه معلمة بديلة

Sanat Hocam gibi konuştun. Biraz onu da andırıyorsun hani.
، إنك تبدين مثل معلمة الفنون لدي وتبدين مثلها أيضاً

Sınıf öğretmeniyim, doğum kontrolü için bundan daha iyi bir sebep var mı?
انا معلمة للصف الرابع لاتوجد طريقة تحثك على عدم الانجاب اكثر منهم

Ve büyükannesi gerçekten iyi bir piyano hocası. Herkeste potansiyel görmez.
والجدة معلمة بيانو جيد جدا هي لا ترى الموهبة في أي شخص

Sen, çocuğuna bakaması gereken deli, orta yaşIı, işsiz bir öğretmensin.
أنكِ مجرد معلمة عاطلة عن العمل مجنونة بالمنتصف من عمرها فحسب ومعها طفلةً عليها أن تعتني بها

Sanki onun, senin sadece öğretmenin olmasından fazlasını istiyor gibisin.
ويبدو أنّك تريدها أن تكون أكثر من معلمة بالنسبة لك

Ne kadar iyi olursan ol öğretmenlik korkutucu.
يا للبؤس الذي أنتِ فيه, معلمة كنفاية صغيرة.

Müzik öğretmenim turuncu paketlerdeki küçük sigaralardan içer.
معلمة الموسيقى تدخن سجائر صغيرة فىعلبةبرتقالية. إنهادوكات.

Bir öğretmenim. Okul dışında gideceğim bir yer yok.
انا معلمة , لذا لا أستطيع الهروب إلا عندما تقفل المدرسة

Onuncu sınıf matematik öğretmenim. Öğrettiklerinin, gerçek hayatta işimize yaramayacağını söylemiştim.
معلمة الرياضيات في عامي العاشر أخبرتها إني لن أستخدم

Orta okuldaki ilk günü hatırlıyorum. İspanyolca Hocam sınıfa girdi.
أتذكر أول يوم لي في المدرسة المتوسطة، دخلت معلمة الأدب الإسباني الفصل.

Belki de anaokulu Hocam haklıydı.
ربما كانت معلمة رياض الأطفال خاصتي على حق

Bu arada ben bir lise öğretmeniyim ve demin çaldım bu arabayı.
بالمناسبة أنا معلمة ثانوي و قمت بسرقة هذه السيارة.

Piyano dersi almak için yaşlı bir İtalyan piyano hocası buldum.
وجدت معلمة إيطالية عجوز تعطيني دروس في العزف على البيانو.

Çocuklarımın sahip olduğu en iyi öğretmensin.
أنتِ أفضل معلمة حظي بها أطفالي على الإطلاق

Burada olmamım sebebi, duyarlı bir öğretmenin bana uzanıp, ruhuma dokunmayı başarabilmesidir.
السبب لوجودي هنا اليوم بسبب معلمة مدت يدها إليّ بإهتمام وتمكنت من الاستفادة من روحي

Jason'ı geri istiyorum, ayrıca sınıfta öğretmenlik işi de benim olacak.
-أريد أسترجاع جيسون وأكون معلمة الفصل وأعتقد سأكون أفضل أكثر منكِ

Öğretmenini seviyordu ve o iyi bir öğretmendi. Genç, 20'li yaşlarda bir beyaz kadın, gerçekten çok zeki biriydi, onu ben de severdim.
لأنه أحب معلمته، وكانت معلمة جيدة، صغيرة، في الـعشرينات بيضاء، ذكية للغاية، درسته جيدًا، أعجبتني أنا أيضًا.

İşitme engellileri eğiten bir öğretmen olacağını düşünüyorum çünkü işitme engelliler kendisinin yalnızlığından bile derin bir yalnızlık içerisinde yaşıyorlar.
أعتقد بأنها ستُقرر أن تصبح معلمة للأشخاص الذين يعانون من ضعف سمع لأن الأصم يعيش في عزلة عميقة مع ذاته

İyi bir hoca olabildim mi hiç bilmiyorum.
لا أعرف حقا ما إذا كنت معلمة جيدة

Dini bayramlar kırmızıyla işaretli. Böylece onları görmek kolay oluyor.
الأعياد المقدسة ستجدونها معلمة بالأحمر سيكون من السهل تحديدها

Anlarsın işte Lily bir anaokulu öğretmeniydi, ve meşum bir şekerleme vaktinde...
كما تروا .. ليلي كانت معلمة روضة اطفال و مره في فترة الاستراحة

Annem yeni öğretmenle tanıştı ve onu çok sevdi.
تعرفت أمي إلى معلمة المدرسة الجديدة وأحبتها جداً

Bu yıl Judith Weston adındaki bir oyunculuk öğretmeniyle bir kurs aldım.
أخذت حلقة دراسية هذه السنة مع معلمة تمثيل تدعى جوديث ويستون.

Fen öğretmenimiz dua grubundaymış, bu da yeni bir şey.
معلمة العلوم خاصتنا مشتركة في مجموعة تضرع، هذا أمر جديد