"معها في" - Translation from Arabic to Turkish

    • yanında
        
    • de onunla
        
    • da onunla
        
    • da birlikte
        
    • 'ta onunla
        
    • onunla birlikte
        
    • da o kadar uzun
        
    Golf sahasında yanında gördüğüm genç bayan kimdi? Open Subtitles من هي الشابة التي رأيتك معها في ملعب الغولف؟
    Ve düşündüm ki, bu dua boyunca ona tutunursam, ben de onunla beraber cennete gidebilirdim. TED واعتقدت أنني إذا تمسكت بيدها أثناء هذه الصلاة، أنني ربما أذهب معها في الاتجاه الصحيح
    Diğer çocuklar da onunla aynı odada kalmak istemiyor. Open Subtitles الأطفال الأخرين لا يريدون أن يعيشون معها في نفس الغرفة
    NSA'da birlikte çalıştığım bir suçlu profil uzmanı. Open Subtitles مُعرفة جنائية لطالما كُنت أعمل معها في وكالة الأمن القومي
    Gidip Teksas'ta onunla yaşamamı istiyor. Open Subtitles إنها تريدني أن أذهب لأعيشَ معها في تكساس
    Çünkü yalnız değildi.Arabada onunla birlikte bir adam vardı. Open Subtitles لأنها لم تكن لوحدها كان هناك رجل معها في السيارة رأيتهما يقبلان بعضهما
    Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. Open Subtitles أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها.
    Yatakta yanında olsaydım bunlar hiç olmayacaktı. Open Subtitles إن كنت معها في الفراش، لم يكن ليحدث ذلك.
    Annem mutfakta yanında tutardı beni. Open Subtitles تعلم، لقد كانت أمي تدعني أبقى معها في الكطبخ.
    O şeyi 5 yaşındayken hastanenin her yerinde yanında taşırdı ve şöyle söyleyeyim, çocukken daha iyiydi. Open Subtitles لقد كانت تصطحب تلك اللعبة معها في أنحاء المشفى حين كانت في الخامسة ولأكُن صريحاً، كان هذا جميلاً حين كانت طفلة
    Neden kararı ona bırakmıyoruz ki? İkimiz de onunla birer kez daha çıkacağız. Open Subtitles لمَ لا نتركها هي تقرر، سيخرج كل واحد منا معها في موعد واحد بعد
    Sen de onunla birlikte show dünyasında olmak istemez miydin? Open Subtitles ألم تتمني أن تكوني معها في أعمال الاستعراض؟
    Belki de onunla ölüm maçında dövüşeceksin. Open Subtitles أو ربما عليك القتال معها في مبارزة حتى للموت
    Diosa'da onunla konuşmuştum. Konuşmaya meyilliydi. Open Subtitles تحاورت معها في " ديوسا " وبدت راغبة في التحدث
    Winchester'da onunla konuşacağım ve sana kararımı bildireceğim. Open Subtitles "سأتحدث معها في "وينشستر و أخبرك بقراري
    FBI'da birlikte çalıştığım kadın Rebecca Harris. Open Subtitles المرأة التي أعمل معها في المكتب الفيدرالي (ريبيكا هاريس)
    FBI'da birlikte çalıştığım kadın Rebecca Harris. Open Subtitles المرأة التي أعمل معها في المكتب الفيدرالي (ريبيكا هاريس)
    Hâlâ Syracus'ta onunla yaşıyorum. Open Subtitles نعم، في الواقع أنا لازلت أعيش معها في سيراكوز
    Crestmont'ta onunla birlikte kutudan meyveli şeker yemek istiyorum. Open Subtitles أريد أن آكل الحلوى من العلبة معها في سينما كرستمونت
    onunla birlikte ormana dalmak heyecan vericiydi. Open Subtitles 'لقد كان مثيرًا الذهاب معها في أعماق الغابه
    Lütfen. Ruhu ne kadar içinde tutarsan, ayrılması da o kadar uzun sürer. Open Subtitles أرجوكِ، فكلّما أبقيتِ روحاً بداخلكِ كلّما زاد ما ستأخذه معها في رحيلها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more