"معه حق" - Translation from Arabic to Turkish

• Haklı
• haklıydı

Yakıştırdığı iki şeyde de Haklı, dolayısıyla hakkını veriyoruz.
في الواقع، معه حق من الناحيتين، لذا اعطي الفضل لمن يستحقه

Adam Haklı. Bu taraftan fayans döşeyemeyiz.
معه حق لا يمكننا ترقيعها من الناحية الأخرى

Haklı. Lanet olsun, muhtemelen buranın da sahipleri onlardır.
معه حق ، اللعنة ، على الأرجح أنهم يملكون هذا المكان أيضا

Bu kadar insanın içinde bunları bağırması düşüncesizce olsa da, Ted haklıydı.
بالرغم انه شيء غير لبق ان تصرخ في غرفه مليئه بالمرضي كان تيد معه حق.

Ayrıca memelerim konusunda da haklıydı.
وكان معه حق بشأن حلماتي ايضاً

Kıyaslamayı sevmem, ama arkadaşın bu konuda Haklı. Deneme.
أنا لا أحب هذه المقارنة لكن صديقك معه حق...

Hayır, bunu o yapmazdı. Ben yapardım. - Haklı da olurdu.
انا كنت سأقتلك,معه حق أيضاً,بجد

O Haklı Bçvşum. Sen ona bir çöp gibi davranıyorsun.
معه حق ايها الرقيب انت تعاملها باهانه

Çocuklar Haklı. O kızın etrafında kontrolünü kaybediyorsun.
معه حق أنت تفقد السيطرة بجوارها

Eugene Haklı. Çok dikkat çeker.
يوجين معه حق ستجذب الكثير من الإنتباه

Haklı. Bu riski almana izin vermem.
معه حق لن ندعك في احتمال هذا الخطر

- Arabaları bulmamız gerek. - Sanırım Haklı.
ــ علينا أن نجد السيارات ــ أظن معه حق

O Haklı. Lem de bizim kadar çok çekti.
معه حق " ليم " كان في الظلام بقدرنا

Koç Lou kulağımı çekmekte Haklı sayılırdı.
المدرب كان معه حق لسحبه لاذني

Genellikle Haklı olacak.
هو غالبا معه حق

Haklı, Drama. "Leaving Las Vegas" filmindeki Nicolas Cage gibisin.
معه حق. تبدو كـ(نيك كيج) في (ليفين لاس فيغاس)

Balıklı adam Haklı.
الرجل الذي يحمل سمكة معه حق

Jonathan haklıydı.
جوناثان كان معه حق

Bay Lang haklıydı!
هو معه حق

haklıydı.
معه حق

Lang onu kovmakta haklıydı.
(لانغ) كان معه حق عندما فصله.