Yani şu haline bir baksana. Sen Tekerlekli sandalye bile kullanamazsın. | Open Subtitles | أعني، أنظر إلى نفسك أنت لا تستطيع أن تقود كرسي معوّقين حتى |
Charlotte çok uzakta. Zaten Tekerlekli sandalyeye mahkum. | Open Subtitles | لقد سافر منذ مدة طويلة مِنْ شارلوت لا يتحرك إلا بكرسي معوّقين لسَنَواتِ |
Babam kaza yaptı ve hayatını Tekerlekli sandelyede geçirmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | أبي المستهلكة حياة في كرسي معوّقين بسبب حادثة سيارات |
Tek erlekli Sandalye Müracaatı. | Open Subtitles | كرسي معوّقين إلى الإعتِراف. |
Tek erlekli Sandalye Müracaatı. | Open Subtitles | كرسي معوّقين إلى الإعتِراف. |
Bacağını kırdı diye kurtulamaz Tekerlekli sandalyenin işi ne ? | Open Subtitles | لمجرد أن ساقها قد كسرت.. في ثلاثة أماكنُ هالو، تحصل على كرسي معوّقين تلك الكلبةِ محظوظةِ |
Tekerlekli sandalyeye bağlı olmak zor olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ قاسيَ ان يكون في كرسي معوّقين |
Devamlı bir müşterim vardı 92 yaşında, Tekerlekli sandalyede. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدي هذا الزبونِ المنتظمِ بعمر 92 سنةً في كرسي معوّقين |
Hayır, sanırım onlardan almak için Tekerlekli sandalyen olması gerekiyor. | Open Subtitles | كلا، أعتقد أنكِ يجب أن تحصلي على كرسي معوّقين لتحصلي على واحدة كهذه |
Bu terzilik şaheserleri için iki güçlü kadın ve Tekerlekli sandalyedeki bir çocukla güreşmek zorunda kaldım ama büyük bir kısmı burada. | Open Subtitles | لذا، أنا كان لا بدّ أن أكافح إمرأتان قويتان جدا و طفل في كرسي معوّقين لمادة تصميم الأزياء لكن أغلبه هناك |
Orada Tekerlekli sandalyeli cesur bir itfaiyeci ile tanıştım. | Open Subtitles | عندما كُنْتُ هناك، إجتمعتُ مع رجل إطفاء شجاع في كرسي معوّقين. |
Ama bugün komunist tarafından haklanan adamımız hayatının geri kalanında Tekerlekli sandalyeye mahkum yaşayacak. | Open Subtitles | لكن رجلنا الّذي أُعتقل من قِبل الشيوعيين اليوم، سينحصر في كرسي معوّقين لبقية حياته. |
Tekerlekli sandalyede oturan bir adamı götürüyorlardı. | Open Subtitles | كان هناك رجل كان على كرسي معوّقين. |
Tekerlekli iskemleye ihtiyacım yok ki. | Open Subtitles | أنا لست بحاجة إلى كرسي معوّقين. |
Som altından bir Tekerlekli iskemle dileyebilirim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أتمنّى a كرسي معوّقين ذهبي صلب. |
Adam Nuh Tufan'ından beridir Tekerlekli sandalyedeymiş. | Open Subtitles | هو كَانَ في a كرسي معوّقين منذ الفيضانِ العظيمِ. |