"معين من" - Translation from Arabic to Turkish

    • belirli bir
        
    • belli bir
        
    • özel bir
        
    • bir miktar
        
    • sınırlı
        
    Hatta kendisinin belirli bir tarza yönelmiş ve işiyle alakalı bazı fotoğrafları dahi görebiliyorsunuz. TED و بإمكانكم رؤية بعض الصور من خلال البطاقة الخاصة بزميله في العمل حيث أن لديه ذوق خاص في نوع معين من الصور.
    Bölgesel anestezi vücudun belirli bir yerinden gelen acı sinyallerinin beyne ulaşmasını engeller. TED التخدير الموضعي يمنع إشارات الألم من جزء معين من الجسم من الوصول إلى الدماغ
    Bu yüzden, her zaman belirli bir seyirci türündense kendimi memnun etmek için yazarım, çünkü seyirciyi, kendinizi bildiğiniz gibi bilemezsiniz. TED لذلك، دائمًا ما أكتب لأرضي نفسي، وليس لإرضاء نوع معين من الجمهور، لأنك لا تعرف الجمهور كما تعرف نفسك.
    Bak, benim görevim her yıl belli bir miktar mezun vermek yoksa kapatılabiliriz. Open Subtitles عملي هو توزيع عدد معين من الشهادات كل سنة و إلا سيتم إغلاقنا
    30'lu ve 40'lı yıllarda belli bir oyunculuk tarzı vardı. Open Subtitles في الثلاثين او الاربعين يكون لديك نوع معين من التمثيل
    Arkadaşım Art'ın geçenlerde küçük bir ameliyat olmak için hastaneye yatması gerekiyordu ve özel bir tür olan IV antibiyotiği almak için hastanede iki haftadan fazla yatması gerekti. TED أحد أصدقائي، آرت، احتاج مؤخراً للبقاء في المستشفى من أجل عملية صغيرة، وكان عليه البقاء في المستشفى لأكثر من أسبوعين، فقط لأنه احتاج لنوع معين من المضادات الحيوية الوريدية.
    P.S. gibi yarımekansal ihmal hastaları genelde bu ağın belirli bir kısmında hasara sahiptirler. TED إنّ المرضى الذين يعانون من إهمال حيزي نصفي، مثل بي.إس، عادة ما يكون لديهم تلف في جزء معين من هذه الشبكة.
    Sadece Healthium'un belirli bir tür kolesterol seviyesine etkisini ölçmüştür. TED لقد حسب تأثير الهيلثيوم فقط على مستوياتٍ ذات نوع معين من الكوليسترول.
    Ama Warburg Etkisi, kanserli aktivitenin tek potansiyel göstergesidir ve belirli bir kanser türü hakkında hiçbir şey ortaya çıkarmaz. TED لكن تأثير واربراغ ليس إلا مؤشراً محتملاً لنشاط سرطاني، ولا يكشف شيئاً عن نوع معين من السرطان.
    Sadece durumu iyi olan değil ama belirli bir miktarda bilgiye ve anlayışa sahip olanlar da muz yaprağından yiyorlar. TED و الرجال الذين لديهم ليس فقط وسائل لكن مقدار معين من الفهم و المعرفة يذهبون الى الخطوة التالية,و يأكلون من ورقة موز
    Ve bu kurumlar, belirli bir derecede kaynağa sahip olarak çalışmak isteyen ve bunu hakeden sanatçılar için ev olacaktır. TED وهي أيضا الأماكن حيث الفنانون الذين يريدون ويستحقون أن يعملوا بمستوى معين من الامكانات سيجدونها دارا لهم.
    Kesinlikle yargıç, kasabanın belirli bir bölümü polis baskısınında idi. Open Subtitles حول أين كان قاضي معين خلال مداهمة جوال على جزء معين من هذه المدينة
    Böyle bir şirketi yönetmek belirli bir liderlik niteliği gerektirir. Open Subtitles يتطلب نوع معين من القياده . يجب ان تملك الثقة. وتكون قادراً على شم الدم في الماء.
    Interstate 10'un Chandler ve Phoenix arasındaki belli bir bölgesine odaklanmanı istiyoruz. Open Subtitles نحتاج منك التركيز على امتداد معين من الطريق السريع بين تشاندلر وفينيكس
    belli bir gelir seviyesine ulaşmış kişiler için tercih diye bir şey söz konusu. TED فالناس التي لديها مدخولٌ معين من الاموال تملك شيئاً يُدعى الإختيار
    Şimdi gördüğümüz şey şudur: Bu nöron, sıçan ne zaman ortamın içerisinde belli bir yere gitse bunu fark ediyor. TED وبالتالي ما نراه هو أن تلك الخلية العصبية تعرف كلما ذهب الجرذ إلى مكان معين من الفضاء.
    İnternet sayesinde bu gibi şeyler ortalığa saçılmıyor. Aslında belli bir mahremiyet de sağlıyor. TED هذه الأشياء ليست كذلك، ليست موجودة هناك بالخارج، وفي الحقيقة قد اكتسبت قدرا معين من الخصوصية.
    Rengini özel bir gübre, kimyasal ve durgun suda büyüyen özel bir çeşit alg birleşiminden alıyor. TED تكتسب لونها من تركيبة فريدة من السماد والمواد الكيماوية ونوع معين من الطحالب التي تنمو في الماء الراكد.
    Herkes bir miktar sentetik ve toksik maddelerle... herhangi bir zamanda temas edebilir, işte bu sizin "Yükleme"nizdir. Open Subtitles كل شخص لديه مقدار معين من التقبل للشوائب والسموم.. وهذا هو تحملك
    Sadece sınırlı bir temelde aracılık edebildiğimizi biliyorsun. Open Subtitles أنتَ تعلم أننا لا نستطيع التدخل سوى على جزء معين من حياتكم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more