"مع إيران" - Translation from Arabic to Turkish

    • İran ile
        
    • İran'la
        
    Sadece iki yıl önce İran ile savaş kaçınılmaz değil miydi? TED ألم يكن ذلك فقط قبل عامين حيث كانت تبدو الحرب مع إيران لا مفر منها؟
    bazı Arap ülkelerinin de İran ile arası pek iyi değil. TED لأنني اعتقد بعض الدول العربية ليسوا على ما يرام مع إيران أيضا.
    Aslında, 1980'lerde, İran ile konuşup, İran'a silah satması için Washington'da kulis yapan ve İran'ın anti-İsrail ideolojini dikkate almayan, İsrail'di. TED في الواقع، في الثمانينات، كانت إسرائيل هي من ضغطت على واشنطن لتتحدّث مع إيران و تبيعها أسلحتها و بغضّ النّظر عن الإيديولوجيا المعادية لإسرائيل.
    İran'la 10 yıl süren bir savaşımız var ve bizler, bildiğiniz gibi, korkuyoruz. TED نحن في هذه الحرب مع إيران فيما يقرب من 10 سنوات الآن، والناس، كما تعلمون، خائفون.
    İran'la savaşta yapabileceğimiz bir şeylerin her yılı son dakika gibi. TED وكأن كل عام هو الدقيقة الأخيرة التي يمكن لنا فيها عمل شيء بخصوص الحرب مع إيران.
    Shada İran'la olan savaşta, babasını gömdü erkek kardeşini ve kocasını da. Open Subtitles قامت (شدى) بدفن والدها "و أخوتها و زوجها في الحرب مع "إيران
    İran ile olan savaş hepimizi çökertti. Open Subtitles الحرب مع (إيران) ملكناها كلها لكنها أتعبتنا
    İran ile olan savaş, Irak'ın hedeflerini yükseltti. Open Subtitles الحرب مع (إيران) رفعت (العراق) إلى مستوى عالي
    Amaç İran ile bir nükleer anlaşmaydı. Open Subtitles " الهدف هو معاهدة نووية مع " إيران
    İran ile olan şu sorun, beni başlangıç çizgisinde hapsedebilir. Open Subtitles هذه المسألة مع (إيران) قد تعطّل بداية رئاستي
    İran ile savaş çıkartmak gibi mi? Open Subtitles تقصد، أن يبدأ حربًا مع (إيران)؟
    Bana şunu söyle Dar - bu kayıt dışı sadece sen ve ben - Bu sana sağlam istihbarat toplama çabası gibi mi geliyor yoksa devralacağımız açılış gününde İran ile aramızda kriz çıkarmanın bir yolu gibi mi? Open Subtitles هل يبدو ذلك جهدًا لجمع معلومات استخباراتية مؤكدة بالنسبة لك أو يبدو ذلك أسلوبا لحثّ أزمة مع (إيران) الذي ورثناه يوم التنصيب؟
    Demek istediğim, Venezuela'nın İran'la bir bağlantısı yok, değil mi? Open Subtitles أعني " فنزويلا " لا تربطها عقدة مع " إيران " أليس صحيحاَ ؟
    Birbirimize karşı yarışırken İran'la görüşme önerdiğim için aptal olduğumu söylemiştin. Open Subtitles عندما إصطدمنا ببعضنا أنت من قال أنني أحمق " حتى بإقتراح التفاوض مع " إيران
    Orada arkadaşları olduğu için İran'la barış mı yapacak? Open Subtitles إنه سيعقد معاهدة سلام مع "إيران*" *لإن لديه أصدقاء هُناك الآن؟
    Başkanımız Ronald Reagan'dı ve İran'la aramızda karışıklık çıkmak üzereydi. Open Subtitles (رونالد ريغان) كان رئيسنا و كانت هناك مشاكل عصية مع إيران
    Tüm saygımla söylüyorum, İran'la kuşkulu banka işlemleriyle dolu bir geçmişiniz var. Open Subtitles مع كل احتراماتي، لديكم تاريخ طويل من المعاملات المشكوكة مع (إيران)

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more