"مع ابنتها" - Translation from Arabic to Turkish

    • kızıyla birlikte
        
    • kızıyla beraber
        
    • kızıyla tanıştırmaya
        
    Stalin indirme işlemini yaparken, Porter kızıyla birlikte bir restoranda akşam yemeği yiyordu. Open Subtitles بورتر كانت فى مطعم تتناول العشاء مع ابنتها المراهقه عندما كان يقوم ستالين بالتحميل
    Catherine kızıyla birlikte istasyonda Jim'i bekliyordu. Open Subtitles ‫"‬كاثرين‫"‬ كانت تنتظر في المحطّة مع ابنتها
    İşte burada, karardan sonra kızıyla birlikte. Open Subtitles هاهى مع ابنتها بعد قرار المحكمة
    NYU'daki bir güvenlik kamerası Anne Brunell'in ölümünden 1 saat öncesinde kızıyla beraber bir taksiye bindiğini gösteriyor. Open Subtitles كاميرا للمراقبة في جامعة نيويورك اان بيرنال اخذت تاكسي مع ابنتها ساعة قبل الوقت المقدر لموتها
    Bu neden annenin kızıyla beraber kaçamadığını açıklar mı? Open Subtitles (بنزوس) هذا قد يفسر لماذا الأم لم تهرب مع ابنتها
    Emma Gerber 4 aydır seni kızıyla tanıştırmaya çalışırken... sen vaktini eski bir arkadaşla mı harcıyorsun? Open Subtitles -هل تضيع وقتك برفقة صديق قديم بينما إيما جربر تحاول ترتيب موعد لك مع ابنتها منذ شهر ؟
    Başkan kızıyla birlikte konutunda. Open Subtitles إن الرئيسة في المسكن مع ابنتها
    kızıyla birlikte, Tanrı aşkına. Küçük kızı ile. Open Subtitles إنها مع ابنتها الصغيرة
    kızıyla birlikte şehir dışında. Open Subtitles خارج المدينة مع ابنتها
    - kızıyla birlikte Napoli'de. Open Subtitles في "نابولي" مع ابنتها.
    kızıyla birlikte yaşıyor, ona bakıyor. Open Subtitles تعيش مع ابنتها ، .
    kızıyla birlikte. Open Subtitles مع ابنتها
    Alicia'yı kızıyla birlikte gördüm. Open Subtitles رأيت (أليشيا )مع ابنتها
    Emma Gerber 4 aydır seni kızıyla tanıştırmaya çalışırken... sen vaktini eski bir arkadaşla mı harcıyorsun? Open Subtitles -هل تضيع وقتك برفقة صديق قديم بينما إيما جربر تحاول ترتيب موعد لك مع ابنتها منذ شهر ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more