Eğer ben gelmezsem, en yakın nehri akıntı yönünde takip edip, sahile ulaş. | Open Subtitles | ان لم تشاهدني اعبر البلاد الى اقرب نهر إتبعه مع التيار إلى الساحل |
Askerler nehri akıntı yönünde geçecekler. Acele etmeliyiz! | Open Subtitles | سعبر الجنود مع التيار علينا ان نتقدم بسرعه |
Zaman bir nehirdir, ...ve kardeşliğimizin bazı üyeleri, bu nehirde hem akıntıya karşı, hem de akıntı yönünde yolculuk yapabilir. | Open Subtitles | الوقت مثل النهر و هناك أعضاء من الأخوة لدينا تعلموا أن يعبروه ، ضد التيار و مع التيار. |
Öyleyse işleri akışına bırak, Matt... ve bolca eğlenmeye bak... ve vakit geçirmeden yeni arkadaşlar edin. | Open Subtitles | لذلك، اجري مع التيار يا مات وستستمتع كثيراً وسيكون لك أصدقاء كثر بوقت قليل |
Bir yerde işleri akışına bırakmak gerek. | Open Subtitles | وانت فقط يجب عليك السير مع التيار تعرفين |
Olaylar gelişti işte. Ben de kendimi, olayların akışına bıraktım. | Open Subtitles | و قررت أن أسير مع التيار |
Olaylar gelişti işte. Ben de kendimi, olayların akışına bıraktım. | Open Subtitles | و قرّرت ان اسير مع التيار.. |
- Ceset fırlamış. Sudan çıkartılana kadar akıntı yönünde sürüklenmiş. | Open Subtitles | جرفت مع التيار قبل أن يتم إنتشالها |
Su burda çok hızlı akıyor akıntı yönünde gidin ve ona göz kulak olun! | Open Subtitles | إنّ الماءَ سريع جداً هنا! إذهبْ إلى مع التيار وإبحثْ عنه! |
Bizi akıntı yönünde takip etmişler. | Open Subtitles | لقد لاحقونا مع التيار. |
akıntı yönünde takip ettiler bizi. | Open Subtitles | تتبّعونا مع التيار. |
İşleri akışına bırakan biri. | Open Subtitles | إنه يميل إلى "أن يتماشى مع التيار" |
Kendimi olayların akışına bırakıyorum. | Open Subtitles | كنت بصدد الذهاب مع التيار |
Kendini olayların akışına bırakmalısın, haksız mıyım? | Open Subtitles | عليك المسير مع التيار ، صحيح؟ |